Türkiye'nin su erozyon haritası güncellendi
Tarım ve Orman Bakanlığı, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele (ÇEM) Genel Müdürlüğü tarafından güncellenen Su Erozyon Haritası ile 81 ile ait su erozyon verileri ortaya konularak kullanıcıların hizmetine sunuldu.
07 Ekim 2020 - 12:58
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin imzasıyla 81 il valiliğine ile tüm il ve ilçe belediyelerine yazı gönderilerek, su erozyonuna maruz kalacak alanlarda yapılacak planlamalarda, su erozyonu haritasının göz önünde bulundurulması ve karar alınırken bu verilerden faydalanılması istendi.
Erozyonla birlikte önemli oranda organik madde taşınıyor, toprakların verimliliği azalıyor, taşınan rusubat ile birlikte barajlar belirlenen ekonomik ömürlerinden çok daha önce doluyor, meydana gelen sel ve taşkınlar ise can ve mal kayıplarına sebep olabiliyor.
Erozyon doğal bir süreç olmakla birlikte buna neden olan etmenler sürekli değişkenlik gösterdiğinden bu sürecin dinamik olarak izlenmesi ve buna bağlı olarak gerekli önlemlerin alınması amacıyla ÇEM Genel Müdürlüğü tarafından Dinamik Erozyon Modeli ve İzleme Sistemi (DEMİS) yazılımı geliştirildi.
Yazılımdan elde edilen sonuçlarla ise Türkiye Su Erozyon Haritası uzun bir aradan sonra model tabanlı olarak yenilendi ve e-Devlet üzerinden kullanıcıların hizmetine sunuldu. Ayrıca, harita TUCBS-ATLAS uygulamaları üzerinden de yayınlandı.
Çalışmayla ülkemizde su erozyonu sonucu taşınan sediment miktarlarına yönelik istatistikler ana su havzası ölçeğinde ortaya konuldu. 81 ilimize ait su erozyonu verileri, arazi kullanım türleri ve eğim sınıfları açısından istatistiksel verileri ile birlikte ortaya çıkarıldı. Ayrıca, erozyon şiddet sınıflarının dağılımları aracılığıyla ve toprak kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı göz önünde bulundurularak, erozyondan korunmanın önlemlerini içeren öneriler için bir yaklaşım geliştirildi ve sürdürülebilir arazi ile toprak yönetimi pratikleri ortaya konuldu.
Diğer yandan Bakan Pakdemirli imzasıyla tüm valilik ve belediyelere gönderilen yazıyla ülkemiz toprak kaynaklarının izlenmesi, etkili ve verimli bir şekilde değerlendirilmesine katkı sunacak bu çalışmanın, doğal kaynak planlamalarına ve erozyon kontrol çalışmalarına hizmet etmesi noktasında önemli bir kaynak veri niteliği taşıdığı ifade edildi. Ayrıca yazıda belirli koruma bütçeleri ve/veya toprak yatırımları dâhilinde uygulamaya alınacak orta, şiddetli ve çok şiddetli erozyona maruz alanlara yönelik hazırlanacak her türlü eylem planlarında verilerin değerlendirme aracı olarak kullanılması istendi.
Erozyonla birlikte önemli oranda organik madde taşınıyor, toprakların verimliliği azalıyor, taşınan rusubat ile birlikte barajlar belirlenen ekonomik ömürlerinden çok daha önce doluyor, meydana gelen sel ve taşkınlar ise can ve mal kayıplarına sebep olabiliyor.
Erozyon doğal bir süreç olmakla birlikte buna neden olan etmenler sürekli değişkenlik gösterdiğinden bu sürecin dinamik olarak izlenmesi ve buna bağlı olarak gerekli önlemlerin alınması amacıyla ÇEM Genel Müdürlüğü tarafından Dinamik Erozyon Modeli ve İzleme Sistemi (DEMİS) yazılımı geliştirildi.
Yazılımdan elde edilen sonuçlarla ise Türkiye Su Erozyon Haritası uzun bir aradan sonra model tabanlı olarak yenilendi ve e-Devlet üzerinden kullanıcıların hizmetine sunuldu. Ayrıca, harita TUCBS-ATLAS uygulamaları üzerinden de yayınlandı.
Çalışmayla ülkemizde su erozyonu sonucu taşınan sediment miktarlarına yönelik istatistikler ana su havzası ölçeğinde ortaya konuldu. 81 ilimize ait su erozyonu verileri, arazi kullanım türleri ve eğim sınıfları açısından istatistiksel verileri ile birlikte ortaya çıkarıldı. Ayrıca, erozyon şiddet sınıflarının dağılımları aracılığıyla ve toprak kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı göz önünde bulundurularak, erozyondan korunmanın önlemlerini içeren öneriler için bir yaklaşım geliştirildi ve sürdürülebilir arazi ile toprak yönetimi pratikleri ortaya konuldu.
Diğer yandan Bakan Pakdemirli imzasıyla tüm valilik ve belediyelere gönderilen yazıyla ülkemiz toprak kaynaklarının izlenmesi, etkili ve verimli bir şekilde değerlendirilmesine katkı sunacak bu çalışmanın, doğal kaynak planlamalarına ve erozyon kontrol çalışmalarına hizmet etmesi noktasında önemli bir kaynak veri niteliği taşıdığı ifade edildi. Ayrıca yazıda belirli koruma bütçeleri ve/veya toprak yatırımları dâhilinde uygulamaya alınacak orta, şiddetli ve çok şiddetli erozyona maruz alanlara yönelik hazırlanacak her türlü eylem planlarında verilerin değerlendirme aracı olarak kullanılması istendi.
FACEBOOK YORUMLAR