Türkiye için su uyarısı
Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zehra Vildan Serin'in moderatörlüğünde çevrimiçi, 'Türkiye ve Dünya'daki Su Kaynakları' konulu panel düzenlendi.
13 Nisan 2021 - 14:26
Panele konuşmacı olarak katılan Antalya Bilim Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu, Türkiye'de kişi başına düşen su potansiyelinin bin 350 metreküp olduğunu, bu rakamın bin metreküpün altına düşmesi durumunda su fakiri ülkeler sınıfına gireceğini söyledi. Ülkeler, denizin altındaki karaları değerlendirmeye çalışıyor.
Dünyadaki suların yüzde 97,5'nin tuzlu, yüzde 2,5'nin de tatlı sular olduğunu belirten Antalya Bilim Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu, "Yüzde 2,5'luk dilimin yüzde 2'si buzullardaki sulardır. Bir kısmı da yer altındaki sular. Bizim şu an göllerde ve akarsulardaki yüzeyde gördüğümüz sular çok küçük bir miktar. Bu sular sürekli bir dönüşüm içerisinde olduğu için azalmıyor fakat biz suları kullanırken kirletince kullanma potansiyellerini yok ediyoruz.
Yeryüzünün yüzde 70'i denizlerle, yüzde 30'u karalarla kaplı ama denizlerle kaplı olan kısmının da altı kara. Şimdi ülkeler denizin altındaki karaları değerlendirmeye çalışıyor. Oradaki petroller, doğal gazlar, madenler ve diğer pek çok kaynağa ulaşmaya çalışıyorlar. Son 30 yılda bu konuda gelişmiş ülkeler arasında büyük bir yarış var" dedi.
'Deniz ticaretinde daha iyi olmamız gerekli'
Yük taşımacılığının bir bölgenin veya bir ülkenin gelişmesinde en önemli etken olduğunu ifade eden Ağıralioğlu, "Modern anlamda karayolu, denizyolu, demiryolu, havayolu ve diğer tür ulaşımların gelişmesi için mevcut doğal şartlara bazı altyapı tesislerinin eklenmesi gerekir. Türkiye´nin ulaşımında özellikle dış ticaret taşımacılığında denizyolu en önemli paya sahiptir.
Denizyolu taşımacılığında da bazı yatırımlar yapılarak bu taşımacılık geliştirilmektedir. Denizyolu taşımacılığının diğer taşıma sistemlerine göre bazı üstünlükleri ve zayıflıkları vardır. Üstünlüklerinin başında, birim ağırlık başına taşıma maliyetleri, demiryolu taşımacılığından sonra en ucuz 2'inci tür olması gelir. Özellikle enerji tüketimi en az olan ulaşım türüdür.
Ayrıca alt yapı ömrü, işletme maliyeti açısından da üstünlükleri vardır. Denizyolu taşımacılığında kanallar açılması önemlidir ve gelişmiş bir altyapı oluşturur. Türkiye'nin dış ticaretinin yüzde 80'i deniz yolları ile yapılıyor.
Ülkemizin 3 tarafının denizlerle çevrili olmasına rağmen deniz ticaretinde çok iyi bir konumda değiliz. Daha iyi noktalarda olmamız lazım" ifadelerini kullandı.
Çok kritik bir bölgedeyiz.
İnsanlar için günlük ortalama 200 litre suya ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Ağıralioğlu, "Evlerde, hayvanlarda ve sanayide çok önemli su ihtiyacımız var. Örneğin ineklerin günlük 70 litre, atların 55 litre su ihtiyacı var. Sanayi de ise bir çift ayakkabı üretimi için 8 bin litre, bir televizyon üretimi için 30 bin litre, bir bilgisayar için 35 bin litre suya ihtiyaç var. En önemlisi sanayiden çıkan suların arıtılması gerekiyor.
Ülkemizde 2020 yılının sonu itibariyle yıllık toplam su potansiyelimiz 450 milyar metreküp, yıllık kullanılabilir toplam su miktarı 112 milyar metreküp, kullanılan sulama suyu 44 milyar metreküp, kullanılan içme, kullanma ve sanayi suyu 13 milyar metreküp olmak üzere toplam kullanılan su miktarı 57 milyar metreküptür.
Kişi başına düşen su potansiyeli ise bin 350 metreküptür. Bu rakam bin metreküpün altına düştüğü zaman biz su fakiri ülkeler sınıfına gireceğiz. Çok kritik bir bölgedeyiz" diye konuştu.
Program soru cevap şeklinde devam etti.
Dünyadaki suların yüzde 97,5'nin tuzlu, yüzde 2,5'nin de tatlı sular olduğunu belirten Antalya Bilim Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu, "Yüzde 2,5'luk dilimin yüzde 2'si buzullardaki sulardır. Bir kısmı da yer altındaki sular. Bizim şu an göllerde ve akarsulardaki yüzeyde gördüğümüz sular çok küçük bir miktar. Bu sular sürekli bir dönüşüm içerisinde olduğu için azalmıyor fakat biz suları kullanırken kirletince kullanma potansiyellerini yok ediyoruz.
Yeryüzünün yüzde 70'i denizlerle, yüzde 30'u karalarla kaplı ama denizlerle kaplı olan kısmının da altı kara. Şimdi ülkeler denizin altındaki karaları değerlendirmeye çalışıyor. Oradaki petroller, doğal gazlar, madenler ve diğer pek çok kaynağa ulaşmaya çalışıyorlar. Son 30 yılda bu konuda gelişmiş ülkeler arasında büyük bir yarış var" dedi.
'Deniz ticaretinde daha iyi olmamız gerekli'
Yük taşımacılığının bir bölgenin veya bir ülkenin gelişmesinde en önemli etken olduğunu ifade eden Ağıralioğlu, "Modern anlamda karayolu, denizyolu, demiryolu, havayolu ve diğer tür ulaşımların gelişmesi için mevcut doğal şartlara bazı altyapı tesislerinin eklenmesi gerekir. Türkiye´nin ulaşımında özellikle dış ticaret taşımacılığında denizyolu en önemli paya sahiptir.
Denizyolu taşımacılığında da bazı yatırımlar yapılarak bu taşımacılık geliştirilmektedir. Denizyolu taşımacılığının diğer taşıma sistemlerine göre bazı üstünlükleri ve zayıflıkları vardır. Üstünlüklerinin başında, birim ağırlık başına taşıma maliyetleri, demiryolu taşımacılığından sonra en ucuz 2'inci tür olması gelir. Özellikle enerji tüketimi en az olan ulaşım türüdür.
Ayrıca alt yapı ömrü, işletme maliyeti açısından da üstünlükleri vardır. Denizyolu taşımacılığında kanallar açılması önemlidir ve gelişmiş bir altyapı oluşturur. Türkiye'nin dış ticaretinin yüzde 80'i deniz yolları ile yapılıyor.
Ülkemizin 3 tarafının denizlerle çevrili olmasına rağmen deniz ticaretinde çok iyi bir konumda değiliz. Daha iyi noktalarda olmamız lazım" ifadelerini kullandı.
Çok kritik bir bölgedeyiz.
İnsanlar için günlük ortalama 200 litre suya ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Ağıralioğlu, "Evlerde, hayvanlarda ve sanayide çok önemli su ihtiyacımız var. Örneğin ineklerin günlük 70 litre, atların 55 litre su ihtiyacı var. Sanayi de ise bir çift ayakkabı üretimi için 8 bin litre, bir televizyon üretimi için 30 bin litre, bir bilgisayar için 35 bin litre suya ihtiyaç var. En önemlisi sanayiden çıkan suların arıtılması gerekiyor.
Ülkemizde 2020 yılının sonu itibariyle yıllık toplam su potansiyelimiz 450 milyar metreküp, yıllık kullanılabilir toplam su miktarı 112 milyar metreküp, kullanılan sulama suyu 44 milyar metreküp, kullanılan içme, kullanma ve sanayi suyu 13 milyar metreküp olmak üzere toplam kullanılan su miktarı 57 milyar metreküptür.
Kişi başına düşen su potansiyeli ise bin 350 metreküptür. Bu rakam bin metreküpün altına düştüğü zaman biz su fakiri ülkeler sınıfına gireceğiz. Çok kritik bir bölgedeyiz" diye konuştu.
Program soru cevap şeklinde devam etti.
FACEBOOK YORUMLAR