'Taşıyıcı anne' diye ithal edildiler, kasaplık et oldu
TİGEM’in Embriyo Transferi Projesi kapsamında, yurtdışından taşıyıcı anne olarak ithal ettiği büyükbaş hayvanların, projenin başarısız olması üzerine kesime gönderildiği ortaya çıktı.
12 Mayıs 2020 - 10:49
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine yanıt veren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakmedirli, damızlık ihtiyacının karşılanması için Embriyo Transferi Projesi kapsamında yurtdışından ithal edilen sığırların, projenin başarısız olması üzerine kesime gönderildiğini açıkladı.
İTHAL HAYVANLARDAKİ KESİM ORANI NEDEN ARTTI?
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ithal hayvanlardaki ölüm artışı ve şartlı kesimlerin fazlalığını, soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı.
Gürer, “TİGEM Sayıştay raporlarında 2018 yılında teknik yönetmenlikte yer alan sayının dört beş katı daha fazla ithal hayvan ölümü ve şartlı kesim gerçekleşmiştir. Bu konuda, denetim ve inceleme ile hayvan ölümü ve hastalıkları nedenleri incelenmiş midir?
Bakanlığa bağlı ne kadar alan karantina bölgesi olarak hayvan konaklamasına kapalı bulunmaktadır?” şeklindeki sorularının yanıtlanmasını istedi.
TİGEM’İN 30 BİN BAŞ SIĞIR 236 BİN BAŞ KOYUN VARLIĞI BULUNUYOR
Gürer’in önergesine yanıt veren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı 14 işletmede Mart 2020 itibariyle 30.000 baş sığır ve 9 işletmede 236.000 baş koyun varlığı ile damızlık yetiştiriciliğinin sürdürüldüğünü açıkladı.
BÜYÜKBAŞLARIN YÜZDE 25’İ HER YIL REFORME EDİLİYOR
Her bir damızlık ineğin 2 ile 8 baş aralığında buzağı verdiğini, bu verimin TİGEM işletmelerindeki ortalamasının ise 4 baş buzağı olduğunu belirten Tarım ve Orman Bakanı Pakmedirli, “Hayvancılığı gelişmiş ülkelerdeki bu sayı 2,5 ile 3,5 aralığında olup, TİGEM ortalamasının altındadır. Ortalama 4 buzağı alınan inek damızlık vasfını kaybedeceği için reforme edilir ve kasaplık olarak değerlendirilir. Damızlık sığır yetiştiriciliği yapılan işletmelerde her yıl ana inek sayısının %25’i reforme edilir ve bunların yerine düveler ana kadrosuna aktarılır. Keza damızlık koyun ve keçi yetiştiriciliğinde de ortalama 4 doğum yapan hayvan reforme edilir ve ana kadroya yeni dişi toklular aktarılarak damızlık sürü ana sayısı korunur” diye konuştu.
EMBRİYO PROJESİ BAŞARISIZ OLDU
Genç Çiftçi Projesi kapsamında besilik statüde ithal edilen etçi sığırların bir kısmı Ülkemiz yetiştiricilerinin kombine ırkı sığırlara olan talebi özellikle de damızlık Simmental ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla TİGEM tarafından yürütülen Embriyo Transferi Projesi kapsamında taşıyıcı anne olarak kullanıldığını ifade eden Bakan Pakmedirli, “ Ancak Ülkemizde araştırma aşamasında ve çok yaygın olmayan Embriyo Transferi Projesinde istenilen başarının elde edilememesi üzerine TİGEM Yönetim Kurulu’nun kararı ile zaten besilik statüde ithal edilen etçi sığırların kesime gönderilmesi ve projenin sonlandırılması kararı alınmıştır. Söz konusu ithal etçi sığırlar kesime gönderilerek Bakanlığımız İlgili kuruluşu Et ve Süt Kurumu (ESK)’da normal kesim yaptırılmıştır” şeklinde konuştu.
TİGEM’in 2018 yılı iş ve işlemlerine ilişkin olarak hazırlanan Sayıştay Raporuna da değinen Bakan Pakmedirli raporun anılan bölümünde; “2018 yılında meydana gelen büyükbaş (sığır) kayıpları, Hayvancılık Teknik Yönergesinde öngörülen kayıpların yaklaşık iki katı, meydana gelen koyun kayıpları Yönergede öngörülen kayıpların yaklaşık dört katı ve meydana gelen keçi kayıpları da Yönergede öngörülen kayıpların yaklaşık altı katı miktarındadır.” ifadesinin yer aldığı bir sonraki paragrafta; “İşletmeler ve TİGEM genelinde hayvan kayıp oranlarının yüksek gerçekleşmesinde, reformeye ayırma ve reforme hayvanların ölüm ve kesim oranları da önemli rol oynamaktadır. Nitekim mecburi kesime tabi tutulan sığırların yaklaşık %50'si ile koyun ve keçilerin %99,6'sı reformeye ayrılan hayvanlardan oluştuğu” ifade edilmektedir. Sayıştay Raporunda da belirtildiği üzere 2018 yılında damızlık sığırlardaki kayıp Hayvancılık İşleri Teknik Yönergesinde belirtilen sınırlarda, damızlık koyun ve keçilerdeki kayıp ise Yönergede öngörülen değerlerin çok altında olduğu görülmektedir” ifadelerini kullandı.
TİGEM işletmelerinin iaşesinde kullanılan et ihtiyacının büyük miktarının reforme edilmiş kasaplık hayvanlardan karşılandığına vurgu yapan Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, şu bilgileri verdi: “Bu ihtiyacın dışında, reforme hayvanlar ihale ile pazarlanmakta veya ESK tesislerinde kesime tabi tutulmaktadır. İhalelerde pazarlanamadığı veya ESK tesislerinde kesim imkânı bulunmadığı hallerde ise kesimhaneleri uygun olan işletmelerde kesim yapılarak işletme personeline ve bölge halkına satış yapılabilmektedir. Özellikle reforme keçi pazarlamasında sıkıntıların yaşanması nedeniyle ağırlıklı olarak işletmelerde kesimi yapılarak, değerlendirilmektedir.
TİGEM işletmelerindeki reforme büyük ve küçükbaş hayvanların işletmelerde kesilerek değerlendirilmesinden ziyade ihale yöntemi ile pazarlanmasına ağırlık verilmesi konusunda tüm işletmelere Genelge gönderilmiştir” dedi. CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, ülkemizde projelerin hazırlanıp uygulamada sonuç alınamamasının başlıca incelenmesi gereken bir soruna dönüştüğünü belirtti. Ayrıca buzağı ölümlerinin ülkemizde kabul edilebilir değerlerin üzerinde olduğunu, bu nedenle önceki Bakan döneminde 2018 yılının buzağı ölümleri önleme yılı olarak ilan edildiğini belirterek, “ Bu bağlamda sorun devam etmektedir. Buzağı ölümleri önlenmesi et açığını ortadan kaldırır. Buzağı ölümleri besicilerin buzağı desteğini alamamalarına neden olmakta ve besici bu yönlüde mağdur duruma düşmektedir” dedi.
İTHAL HAYVANLARDAKİ KESİM ORANI NEDEN ARTTI?
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ithal hayvanlardaki ölüm artışı ve şartlı kesimlerin fazlalığını, soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı.
Gürer, “TİGEM Sayıştay raporlarında 2018 yılında teknik yönetmenlikte yer alan sayının dört beş katı daha fazla ithal hayvan ölümü ve şartlı kesim gerçekleşmiştir. Bu konuda, denetim ve inceleme ile hayvan ölümü ve hastalıkları nedenleri incelenmiş midir?
Bakanlığa bağlı ne kadar alan karantina bölgesi olarak hayvan konaklamasına kapalı bulunmaktadır?” şeklindeki sorularının yanıtlanmasını istedi.
TİGEM’İN 30 BİN BAŞ SIĞIR 236 BİN BAŞ KOYUN VARLIĞI BULUNUYOR
Gürer’in önergesine yanıt veren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı 14 işletmede Mart 2020 itibariyle 30.000 baş sığır ve 9 işletmede 236.000 baş koyun varlığı ile damızlık yetiştiriciliğinin sürdürüldüğünü açıkladı.
BÜYÜKBAŞLARIN YÜZDE 25’İ HER YIL REFORME EDİLİYOR
Her bir damızlık ineğin 2 ile 8 baş aralığında buzağı verdiğini, bu verimin TİGEM işletmelerindeki ortalamasının ise 4 baş buzağı olduğunu belirten Tarım ve Orman Bakanı Pakmedirli, “Hayvancılığı gelişmiş ülkelerdeki bu sayı 2,5 ile 3,5 aralığında olup, TİGEM ortalamasının altındadır. Ortalama 4 buzağı alınan inek damızlık vasfını kaybedeceği için reforme edilir ve kasaplık olarak değerlendirilir. Damızlık sığır yetiştiriciliği yapılan işletmelerde her yıl ana inek sayısının %25’i reforme edilir ve bunların yerine düveler ana kadrosuna aktarılır. Keza damızlık koyun ve keçi yetiştiriciliğinde de ortalama 4 doğum yapan hayvan reforme edilir ve ana kadroya yeni dişi toklular aktarılarak damızlık sürü ana sayısı korunur” diye konuştu.
EMBRİYO PROJESİ BAŞARISIZ OLDU
Genç Çiftçi Projesi kapsamında besilik statüde ithal edilen etçi sığırların bir kısmı Ülkemiz yetiştiricilerinin kombine ırkı sığırlara olan talebi özellikle de damızlık Simmental ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla TİGEM tarafından yürütülen Embriyo Transferi Projesi kapsamında taşıyıcı anne olarak kullanıldığını ifade eden Bakan Pakmedirli, “ Ancak Ülkemizde araştırma aşamasında ve çok yaygın olmayan Embriyo Transferi Projesinde istenilen başarının elde edilememesi üzerine TİGEM Yönetim Kurulu’nun kararı ile zaten besilik statüde ithal edilen etçi sığırların kesime gönderilmesi ve projenin sonlandırılması kararı alınmıştır. Söz konusu ithal etçi sığırlar kesime gönderilerek Bakanlığımız İlgili kuruluşu Et ve Süt Kurumu (ESK)’da normal kesim yaptırılmıştır” şeklinde konuştu.
TİGEM’in 2018 yılı iş ve işlemlerine ilişkin olarak hazırlanan Sayıştay Raporuna da değinen Bakan Pakmedirli raporun anılan bölümünde; “2018 yılında meydana gelen büyükbaş (sığır) kayıpları, Hayvancılık Teknik Yönergesinde öngörülen kayıpların yaklaşık iki katı, meydana gelen koyun kayıpları Yönergede öngörülen kayıpların yaklaşık dört katı ve meydana gelen keçi kayıpları da Yönergede öngörülen kayıpların yaklaşık altı katı miktarındadır.” ifadesinin yer aldığı bir sonraki paragrafta; “İşletmeler ve TİGEM genelinde hayvan kayıp oranlarının yüksek gerçekleşmesinde, reformeye ayırma ve reforme hayvanların ölüm ve kesim oranları da önemli rol oynamaktadır. Nitekim mecburi kesime tabi tutulan sığırların yaklaşık %50'si ile koyun ve keçilerin %99,6'sı reformeye ayrılan hayvanlardan oluştuğu” ifade edilmektedir. Sayıştay Raporunda da belirtildiği üzere 2018 yılında damızlık sığırlardaki kayıp Hayvancılık İşleri Teknik Yönergesinde belirtilen sınırlarda, damızlık koyun ve keçilerdeki kayıp ise Yönergede öngörülen değerlerin çok altında olduğu görülmektedir” ifadelerini kullandı.
TİGEM işletmelerinin iaşesinde kullanılan et ihtiyacının büyük miktarının reforme edilmiş kasaplık hayvanlardan karşılandığına vurgu yapan Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, şu bilgileri verdi: “Bu ihtiyacın dışında, reforme hayvanlar ihale ile pazarlanmakta veya ESK tesislerinde kesime tabi tutulmaktadır. İhalelerde pazarlanamadığı veya ESK tesislerinde kesim imkânı bulunmadığı hallerde ise kesimhaneleri uygun olan işletmelerde kesim yapılarak işletme personeline ve bölge halkına satış yapılabilmektedir. Özellikle reforme keçi pazarlamasında sıkıntıların yaşanması nedeniyle ağırlıklı olarak işletmelerde kesimi yapılarak, değerlendirilmektedir.
TİGEM işletmelerindeki reforme büyük ve küçükbaş hayvanların işletmelerde kesilerek değerlendirilmesinden ziyade ihale yöntemi ile pazarlanmasına ağırlık verilmesi konusunda tüm işletmelere Genelge gönderilmiştir” dedi. CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, ülkemizde projelerin hazırlanıp uygulamada sonuç alınamamasının başlıca incelenmesi gereken bir soruna dönüştüğünü belirtti. Ayrıca buzağı ölümlerinin ülkemizde kabul edilebilir değerlerin üzerinde olduğunu, bu nedenle önceki Bakan döneminde 2018 yılının buzağı ölümleri önleme yılı olarak ilan edildiğini belirterek, “ Bu bağlamda sorun devam etmektedir. Buzağı ölümleri önlenmesi et açığını ortadan kaldırır. Buzağı ölümleri besicilerin buzağı desteğini alamamalarına neden olmakta ve besici bu yönlüde mağdur duruma düşmektedir” dedi.
FACEBOOK YORUMLAR