"Tarımsal üretim seferberliği ilan edilmeli"
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Feyzullah Korkut, dünyayı ve ülkemizi etkileyen Coronavirüs (Covid-19) salgını ile mücadele edildiği bugünlerde tohumların ve fidelerin toprak ile buluşmayı beklediğini söyledi.
27 Mart 2020 - 22:02
Sağlığımızı korumanın tıbbi yöntemler dışındaki en önemli iki etkeninin her insanın temiz ve sağlıklı su ile gıdaya ulaşma hakkı olduğuna vurgu yapan Korkut, su ve gıda, günümüzde ve gelecekte dünyadaki en stratejik iki ürün olarak önemini sürdürecektir, dedi.
TARIMSAL ÜRETİMİMİZİ ARTIRMAK ZORUNDAYIZ
Bir yandan su kaynaklarımızı korurken, diğer yandan tarımsal üretimimizi artırmamızın mutlak bir zorunluluk olduğuna vurgu yapan Korkut şöyle konuştu:
“Tarımsal ürünlerde net dışa bağımlı hale gelen ülkemizde, tarım sektörünün ekonomideki ağırlığı her geçen yıl azalmaktadır. Tarımın milli gelire ve istihdama katkısı azalırken, çiftçinin yıllardır devletten alacağı büyümekte, desteklenmeyen çiftçi faizli kredilere başvurmakta, borç batağında tarlasını satmaktadır. Tarımsal örgüt enflasyonunda aslında örgütsüz olan çiftçilerimiz üretimden çekilirken, son yirmi yılda 3,5 milyon hektar işlenebilir tarım arazisini ekmekten vazgeçti. Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)'ye kayıtlı çiftçi sayısı 2003 yılında 2,8 milyon iken günümüzde 2,1 milyona düştü, yaklaşık 700 bin çiftçi son derece yetersiz olan tarım desteğini bile almayı bıraktı. Gerek üretim alanlarının daralması, gerekse çiftçi sayısındaki düşüş, tarımda bir üretim sorunu olduğunu açıkça göstermektedir.”
SEZONU KAÇIRIRSAK, BİR YILLIK MAHSULÜ KAYBEDERİZ
Tarım alanlarının, tarımsal üretimin, çiftçi sayısının, kırsal alan nüfusunun sürekli düştüğü bu süreçte, ülkemizi de yoğun olarak etkileyen coronavirüs salgınının sektöre yıkıcı etkilerinin olacağına dikkat çeken Korkut, salgınının ülkemize en az zarar vermesi için açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketindeki önlemler arasında tarım sektörüne yer verilmemesini eleştirerek şöyle konuştu:
“Tarım sektörü, stratejik bir sektördür. Üreticilerin bir kez üretimden koptuktan sonra tekrar tarımsal üretime dönmeleri oldukça zor, hatta olanaksızdır. Unutmayalım ki, bir aylık ekim sezonunu kaçırırsak, bir yıllık mahsulü kaybederiz. Üretmezsek beslenemeyiz. Üretemezsek tüketemeyiz. Üretemezsek kıtlık ve açlık yaşarız.
Çözüm; çiftçilerimizin tarım ürünlerini üretebileceği olanakların güçlendirilmesi ve tüketicilerimizin de bu gıdalara uygun fiyatta sürdürülebilir bir şekilde ulaşmasının sağlanmasıdır.”
DESTEKLEME KAPSAMI GENİŞLETİLMELİ
“Tarımsal Üretim Seferberliği” ilan edilmesini talep eden Korkut, salgınının tarım sektörüne olan olumsuz etkilerini en aza indirmek için tarımsal politikalar konusunda yapılması gerekenlere ilişkin somut önerilerini şöyle sıraladı:
“5488 sayılı Tarım Kanunu gereği, bütçeden tarıma ayrılan kaynak, 2021 yılı bütçesi ve sonraki yıllar için gayrisafi millî hâsılanın en az %1’i düzeyine yükseltilmelidir.
2019 yılı destekleme ödemeleri tüm illerimiz için derhal ödenmeli, 2020 destekleme ödemeleri ise 2021 yılına sarkmadan ödenmelidir.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan üretici destekleme başvuru tarihleri, destekleme kapsamındaki diğer ürünler için de uygulanmalıdır.
Bitkisel ve hayvansal ürünlerin destekleme kapsamı genişletilmeli, iyi tarım uygulamaları ve organik tarım destekleri sürdürülmeli, girdiler dahil ek ekonomik destek paketi açıklanmalıdır.
Çiftçilerin Ziraat Bankası, özel bankalar ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçları yapılandırılmalı, 2020 yılı için faiz alınmamalıdır. Borç ertelemesi, düşük faizli kredi yanında, çiftçi borçlarının silinmesi de gündeme gelmelidir.
Çiftçilerin BAĞKUR ve SSK borçları, 2020 yılı hasat sezonu sonuna ertelenmelidir.
Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri tarım işletmelerini de kapsamalıdır.
TMO, buğday başta olmak üzere 2020 yılı için alım garantisi vermeli, piyasa spekülasyonlarına karşı üretim maliyetlerinin üzerinde alım fiyatı açıklamalıdır.
Üretim için gübre, tohum, ilaç, yem, mazot, elektrik gibi temel girdilerin maliyetleri düşürülmeli, tarımsal girdilere destek verilmeli, KDV indirimi dahil üreticiyi ve üretimi rahatlatıcı önlemler ivedilikle alınmalıdır.
Covid-19 salgını sürecinde tüm yurttaşlarımızın içme suyu ve çiftçilerimizin tarımsal su kullanım borçları ertelenmeli, mümkünse su hizmetleri ücretsiz verilmelidir.
İçişleri Bakanlığı Genelgesi ile getirilen 65 yaş üstü insanlarımızın sokağa çıkma yasağı; özellikle Mart-Nisan aylarının bitkisel ürünler için ekim, dikim ve bakım dönemi olması, süt gibi hayvansal ürünlerin günlük olarak alıcılara teslimi gerçeği göz önüne alınarak, tarım nüfusunun yaşadığı yerlerde kontrollü olarak kaldırılmalıdır. ÇKS’ye kayıtlı çiftçilere izin belgesi verilerek ekim, dikim, üretim bölgesinde seyahat etme ve üretim alanına ulaşma yasağı kaldırılmalıdır.”
TARIMSAL ÜRETİMİMİZİ ARTIRMAK ZORUNDAYIZ
Bir yandan su kaynaklarımızı korurken, diğer yandan tarımsal üretimimizi artırmamızın mutlak bir zorunluluk olduğuna vurgu yapan Korkut şöyle konuştu:
“Tarımsal ürünlerde net dışa bağımlı hale gelen ülkemizde, tarım sektörünün ekonomideki ağırlığı her geçen yıl azalmaktadır. Tarımın milli gelire ve istihdama katkısı azalırken, çiftçinin yıllardır devletten alacağı büyümekte, desteklenmeyen çiftçi faizli kredilere başvurmakta, borç batağında tarlasını satmaktadır. Tarımsal örgüt enflasyonunda aslında örgütsüz olan çiftçilerimiz üretimden çekilirken, son yirmi yılda 3,5 milyon hektar işlenebilir tarım arazisini ekmekten vazgeçti. Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)'ye kayıtlı çiftçi sayısı 2003 yılında 2,8 milyon iken günümüzde 2,1 milyona düştü, yaklaşık 700 bin çiftçi son derece yetersiz olan tarım desteğini bile almayı bıraktı. Gerek üretim alanlarının daralması, gerekse çiftçi sayısındaki düşüş, tarımda bir üretim sorunu olduğunu açıkça göstermektedir.”
SEZONU KAÇIRIRSAK, BİR YILLIK MAHSULÜ KAYBEDERİZ
Tarım alanlarının, tarımsal üretimin, çiftçi sayısının, kırsal alan nüfusunun sürekli düştüğü bu süreçte, ülkemizi de yoğun olarak etkileyen coronavirüs salgınının sektöre yıkıcı etkilerinin olacağına dikkat çeken Korkut, salgınının ülkemize en az zarar vermesi için açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketindeki önlemler arasında tarım sektörüne yer verilmemesini eleştirerek şöyle konuştu:
“Tarım sektörü, stratejik bir sektördür. Üreticilerin bir kez üretimden koptuktan sonra tekrar tarımsal üretime dönmeleri oldukça zor, hatta olanaksızdır. Unutmayalım ki, bir aylık ekim sezonunu kaçırırsak, bir yıllık mahsulü kaybederiz. Üretmezsek beslenemeyiz. Üretemezsek tüketemeyiz. Üretemezsek kıtlık ve açlık yaşarız.
Çözüm; çiftçilerimizin tarım ürünlerini üretebileceği olanakların güçlendirilmesi ve tüketicilerimizin de bu gıdalara uygun fiyatta sürdürülebilir bir şekilde ulaşmasının sağlanmasıdır.”
DESTEKLEME KAPSAMI GENİŞLETİLMELİ
“Tarımsal Üretim Seferberliği” ilan edilmesini talep eden Korkut, salgınının tarım sektörüne olan olumsuz etkilerini en aza indirmek için tarımsal politikalar konusunda yapılması gerekenlere ilişkin somut önerilerini şöyle sıraladı:
“5488 sayılı Tarım Kanunu gereği, bütçeden tarıma ayrılan kaynak, 2021 yılı bütçesi ve sonraki yıllar için gayrisafi millî hâsılanın en az %1’i düzeyine yükseltilmelidir.
2019 yılı destekleme ödemeleri tüm illerimiz için derhal ödenmeli, 2020 destekleme ödemeleri ise 2021 yılına sarkmadan ödenmelidir.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan üretici destekleme başvuru tarihleri, destekleme kapsamındaki diğer ürünler için de uygulanmalıdır.
Bitkisel ve hayvansal ürünlerin destekleme kapsamı genişletilmeli, iyi tarım uygulamaları ve organik tarım destekleri sürdürülmeli, girdiler dahil ek ekonomik destek paketi açıklanmalıdır.
Çiftçilerin Ziraat Bankası, özel bankalar ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçları yapılandırılmalı, 2020 yılı için faiz alınmamalıdır. Borç ertelemesi, düşük faizli kredi yanında, çiftçi borçlarının silinmesi de gündeme gelmelidir.
Çiftçilerin BAĞKUR ve SSK borçları, 2020 yılı hasat sezonu sonuna ertelenmelidir.
Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri tarım işletmelerini de kapsamalıdır.
TMO, buğday başta olmak üzere 2020 yılı için alım garantisi vermeli, piyasa spekülasyonlarına karşı üretim maliyetlerinin üzerinde alım fiyatı açıklamalıdır.
Üretim için gübre, tohum, ilaç, yem, mazot, elektrik gibi temel girdilerin maliyetleri düşürülmeli, tarımsal girdilere destek verilmeli, KDV indirimi dahil üreticiyi ve üretimi rahatlatıcı önlemler ivedilikle alınmalıdır.
Covid-19 salgını sürecinde tüm yurttaşlarımızın içme suyu ve çiftçilerimizin tarımsal su kullanım borçları ertelenmeli, mümkünse su hizmetleri ücretsiz verilmelidir.
İçişleri Bakanlığı Genelgesi ile getirilen 65 yaş üstü insanlarımızın sokağa çıkma yasağı; özellikle Mart-Nisan aylarının bitkisel ürünler için ekim, dikim ve bakım dönemi olması, süt gibi hayvansal ürünlerin günlük olarak alıcılara teslimi gerçeği göz önüne alınarak, tarım nüfusunun yaşadığı yerlerde kontrollü olarak kaldırılmalıdır. ÇKS’ye kayıtlı çiftçilere izin belgesi verilerek ekim, dikim, üretim bölgesinde seyahat etme ve üretim alanına ulaşma yasağı kaldırılmalıdır.”
FACEBOOK YORUMLAR