Suudi Arabistan'daki işkenceler ülke gündeminde
Suudi Arabistan'da geçen yı bir evde hizmetçi olarak çalışırken gördüğü işkence nedeniyle ölen 14 yaşındaki Bangladeşli Kulsum Begüm'ün cenazesinin ülkeye gelmesinin ardından, Suudi Arabistan'da Bangladeşli kadın işçilerin yaşadığı işkenceler yeniden gündeme geldi.
18 Eylül 2020 - 20:10
Suudi Arabistan'a çalışmak üzere giden Bangladeşli kadın işçilerin yaşadığı işkence ve usulsüzlükler yeniden ülke gündemine oturdu. Bangladeşli 14 yaşındaki Kulsum Begüm, geçtiğimiz yıl Nisan ayında özel bir şirket aracılığıyla hizmetçi olarak çalışmak üzere Suudi Arabistan'a gitmişti. Küçük kız, Suudi Arabistan'a gitmesinin ardından ilk birkaç ay ailesine düzenli olarak para göndererek, güzel bir yaşam sürdüğünü belirtmişti. Suudi Arabistan'a gittikten yaklaşık 6 ay sonra küçük kızdan haber alamamaya başlayan aile, kızlarının çalıştığı evde işkence gördüğünü öğrenmişti. Aile, daha sonra günlerce kızları ile iletişim kurmaya çalışmış küçük kıza ulaşamamıştı. Kızlarını Suudi Arabistan'a gönderen şirketle de iletişime geçen aile, aylarca kızlarından haber alamamıştı.
Küçük kız, Mayıs ayında ailesini telefonla arayarak, çalıştığı evin sahibi ve evdekiler tarafından gördüğü eziyetten sonra bacaklarının, belinin, bir kolunun ve bir gözünün ağır yaralandığını ifade etmiş, aylardır hastanede yattığı dile getirmişti. Acılı aile bu konuşmanın ardından 1 ay daha kızlarından haber alamamış, Ağustos ayında küçük kızın yattığı hastanede hayatını kaybettiğini öğrenmişti.
Acılı aile, kızlarının cenazesinin getirilmesi için Bangladeş Göçmenlerin Refahı ve Yurtdışı İstihdam Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlık, başvurudan 1 ay sonra küçük kızın cenazesini 12 Eylül tarihinde Brahmanbaria'daki ailesine teslim etti. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Begüm'ün vücudunda açık yara izleri olmasına rağmen Suudi Arabistan'dan alınan ölüm belgesinde "normal ölüm" yazıldığı aktarıldı.
Kulsum'un annesi Nasima Begüm yaptığı açıklamada, "Kızım gittikten sonra bize düzenli olarak para gönderiyordu. İyi olduğunu söylemişti. Ancak birkaç ay sonra aniden haber alamamaya başladık. Aylarca hiç haber alamadık. Sonra bir gün arayıp kendisine işkence edildiğini ve ülkeye geri dönmek istediğini söyledi. İşkencenin kanıtı olarak bize bazı fotoğraflar ve görüntüler göndermişti. Bu olanlardan sonra defalarca kızımı gönderen şirkete giderek kızımızın bize gönderdiği işkence görüntülerini ve fotoğraflarını gösterdik. Onu geri getirmelerini istedik. Ancak kimse bize yardımcı olmadı. Daha sonra kızım Mayıs ayında beni aradı ve hastanede olduğunu, ev sahibinin ve evdekilerin ona işkence ettiğini söyledi. Gördüğü işkence sebebiyle bacaklarından, kolundan, belinden ve bir gözünden ağır yaralandığını iletti. Sonrasında yine bir süre kızımdan telefon gelmedi. Biz buradan iletişim kurmaya çalıştık ancak başaramadık. Ağustos ayında Suudi Arabistan'daki bir hastaneden bizi aradılar ve kızımın ölüm haberini verdiler" dedi.
Küçük kızın ölüm haberinin ardından ailesi, kızlarını Suudi Arabistan'a gönderen şirket hakkında suç duyurusunda bulunmuş, Bangladeş polisi konu hakkında soruşturma başlatmıştı. Polis, soruşturma kapsamında şirketin 2 çalışanını gözaltına aldı. Yapılan inceleme sonucunda Begüm'ün sadece 14 yaşında olduğunu ve sahte pasaportla yaşı büyük gösterilerek Suudi Arabistan'a gönderildiğini ortaya çıkaran polis, sahte kimlik oluşturma suçundan 2 şirket çalışanını tutukladı.
Küçük kızın ölüm haberi ile birlikte yıllardır çalışmak için Suudi Arabistan'a giden ve orada işkenceye maruz kalan kadınların haberi de bir kez daha ülkede gündemine oturdu. Bangladeş'te insan haklarını savunan kurumlar ve vatandaşlar duruma tepkilerini göstermek için sokaklara döküldü. Eylemciler, Bangladeş'ten yabancı ülkelere çalışmak için giden kadınların haklarını savunacak bir kanunun olmadığını, bu nedenle her yıl onlarca kadının işkence gördüğünü dile getirdiler.
Bangladeş'te faaliyet gösteren BRAC'ın geçen yıl yayınladığı bir göç raporunda, 330 binden fazla Bangladeşli kadın işçinin Suudi Arabistan'da bulunduğu ifade edilmişti. Raporda, kadınların tamamının evlerde hizmetçi olarak çalıştığı bilgisine de yer verilmiş, bu kadınların birçoğunun çalışırken işkence gördüğü ifade edilmişti. Kadınların işkence sonucunda zihinsel dengelerini kaybettiği ve yaşadığı korkunç deneyimler sonrasında ülkeye geri döndüğünü aktaran raporda, dönemeyen onlarcasının hayatlarını kaybettiği belirtilmişti. BRAC'ın raporuna göre, 2019'un ilk 10 ayında Suudi Arabistan'dan 48 hizmetçinin cenazesinin Bangladeş'e getirildiği ve 20'sinin işkenceye dayanamayıp intihar ettiği belirtildi. Nari Sramik Kendra'nın Genel Müdürü Sumaiya Islam yaptığı açıklamada, işkence gördükten sonra Suudi Arabistan'dan Bangladeş'e dönmek isteyen ancak dönemeyen kadın işçilerin çok fazla olduğunu dile getirdi. Islam, "Bir Begüm'ün cesedi geri döndü. Ancak Suudi Arabistan'da böyle daha kaç Begüm'e işkence yapıldığını sayarak bitiremeyiz. Gün geçtikçe morgdaki ceset sayıları artıyor. Aylardır cesetler orada sahipsiz bırakılıyor. Geri dönen kadın işçiler sürekli tecavüze uğradığını, fiziksel ve zihinsel tacizin yanı sıra kendilerine yiyecek bile verilmediğini söylüyorlar. Ayrıca kadınlar hiçbir zaman sözleşmeye göre ücret alamadıklarını belirtiyorlar. İşkence gören kadın ölse bile ne bir tazminat alabiliyor ne de işkence yapanlar bir cezaya çarptırılıyor. Bizim ülkemizde bununla ilgili gerekli kanunlar yetersiz. Bu nedenle biz yurt dışına, özellikle Orta Doğu ülkelerine kadın işçi gönderme konusunda yeni kanunların getirilmesini istiyoruz" dedi.
Öte yandan Bangladeş'teki kadın işçilerin güvenliğini sağlamak amacı ile 2019 yılında Yurtdışındaki Bangladeşlilerin Refahı ve Yurtdışı İstihdam Bakanlığı yetkililerin de bulunduğu üst düzey bir heyet Suudi Arabistan'ı ziyaret etmesine rağmen, kadın işçilerin güvenliği konusunda şimdiye kadar herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.
Küçük kız, Mayıs ayında ailesini telefonla arayarak, çalıştığı evin sahibi ve evdekiler tarafından gördüğü eziyetten sonra bacaklarının, belinin, bir kolunun ve bir gözünün ağır yaralandığını ifade etmiş, aylardır hastanede yattığı dile getirmişti. Acılı aile bu konuşmanın ardından 1 ay daha kızlarından haber alamamış, Ağustos ayında küçük kızın yattığı hastanede hayatını kaybettiğini öğrenmişti.
Acılı aile, kızlarının cenazesinin getirilmesi için Bangladeş Göçmenlerin Refahı ve Yurtdışı İstihdam Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlık, başvurudan 1 ay sonra küçük kızın cenazesini 12 Eylül tarihinde Brahmanbaria'daki ailesine teslim etti. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Begüm'ün vücudunda açık yara izleri olmasına rağmen Suudi Arabistan'dan alınan ölüm belgesinde "normal ölüm" yazıldığı aktarıldı.
Kulsum'un annesi Nasima Begüm yaptığı açıklamada, "Kızım gittikten sonra bize düzenli olarak para gönderiyordu. İyi olduğunu söylemişti. Ancak birkaç ay sonra aniden haber alamamaya başladık. Aylarca hiç haber alamadık. Sonra bir gün arayıp kendisine işkence edildiğini ve ülkeye geri dönmek istediğini söyledi. İşkencenin kanıtı olarak bize bazı fotoğraflar ve görüntüler göndermişti. Bu olanlardan sonra defalarca kızımı gönderen şirkete giderek kızımızın bize gönderdiği işkence görüntülerini ve fotoğraflarını gösterdik. Onu geri getirmelerini istedik. Ancak kimse bize yardımcı olmadı. Daha sonra kızım Mayıs ayında beni aradı ve hastanede olduğunu, ev sahibinin ve evdekilerin ona işkence ettiğini söyledi. Gördüğü işkence sebebiyle bacaklarından, kolundan, belinden ve bir gözünden ağır yaralandığını iletti. Sonrasında yine bir süre kızımdan telefon gelmedi. Biz buradan iletişim kurmaya çalıştık ancak başaramadık. Ağustos ayında Suudi Arabistan'daki bir hastaneden bizi aradılar ve kızımın ölüm haberini verdiler" dedi.
Küçük kızın ölüm haberinin ardından ailesi, kızlarını Suudi Arabistan'a gönderen şirket hakkında suç duyurusunda bulunmuş, Bangladeş polisi konu hakkında soruşturma başlatmıştı. Polis, soruşturma kapsamında şirketin 2 çalışanını gözaltına aldı. Yapılan inceleme sonucunda Begüm'ün sadece 14 yaşında olduğunu ve sahte pasaportla yaşı büyük gösterilerek Suudi Arabistan'a gönderildiğini ortaya çıkaran polis, sahte kimlik oluşturma suçundan 2 şirket çalışanını tutukladı.
Küçük kızın ölüm haberi ile birlikte yıllardır çalışmak için Suudi Arabistan'a giden ve orada işkenceye maruz kalan kadınların haberi de bir kez daha ülkede gündemine oturdu. Bangladeş'te insan haklarını savunan kurumlar ve vatandaşlar duruma tepkilerini göstermek için sokaklara döküldü. Eylemciler, Bangladeş'ten yabancı ülkelere çalışmak için giden kadınların haklarını savunacak bir kanunun olmadığını, bu nedenle her yıl onlarca kadının işkence gördüğünü dile getirdiler.
Bangladeş'te faaliyet gösteren BRAC'ın geçen yıl yayınladığı bir göç raporunda, 330 binden fazla Bangladeşli kadın işçinin Suudi Arabistan'da bulunduğu ifade edilmişti. Raporda, kadınların tamamının evlerde hizmetçi olarak çalıştığı bilgisine de yer verilmiş, bu kadınların birçoğunun çalışırken işkence gördüğü ifade edilmişti. Kadınların işkence sonucunda zihinsel dengelerini kaybettiği ve yaşadığı korkunç deneyimler sonrasında ülkeye geri döndüğünü aktaran raporda, dönemeyen onlarcasının hayatlarını kaybettiği belirtilmişti. BRAC'ın raporuna göre, 2019'un ilk 10 ayında Suudi Arabistan'dan 48 hizmetçinin cenazesinin Bangladeş'e getirildiği ve 20'sinin işkenceye dayanamayıp intihar ettiği belirtildi. Nari Sramik Kendra'nın Genel Müdürü Sumaiya Islam yaptığı açıklamada, işkence gördükten sonra Suudi Arabistan'dan Bangladeş'e dönmek isteyen ancak dönemeyen kadın işçilerin çok fazla olduğunu dile getirdi. Islam, "Bir Begüm'ün cesedi geri döndü. Ancak Suudi Arabistan'da böyle daha kaç Begüm'e işkence yapıldığını sayarak bitiremeyiz. Gün geçtikçe morgdaki ceset sayıları artıyor. Aylardır cesetler orada sahipsiz bırakılıyor. Geri dönen kadın işçiler sürekli tecavüze uğradığını, fiziksel ve zihinsel tacizin yanı sıra kendilerine yiyecek bile verilmediğini söylüyorlar. Ayrıca kadınlar hiçbir zaman sözleşmeye göre ücret alamadıklarını belirtiyorlar. İşkence gören kadın ölse bile ne bir tazminat alabiliyor ne de işkence yapanlar bir cezaya çarptırılıyor. Bizim ülkemizde bununla ilgili gerekli kanunlar yetersiz. Bu nedenle biz yurt dışına, özellikle Orta Doğu ülkelerine kadın işçi gönderme konusunda yeni kanunların getirilmesini istiyoruz" dedi.
Öte yandan Bangladeş'teki kadın işçilerin güvenliğini sağlamak amacı ile 2019 yılında Yurtdışındaki Bangladeşlilerin Refahı ve Yurtdışı İstihdam Bakanlığı yetkililerin de bulunduğu üst düzey bir heyet Suudi Arabistan'ı ziyaret etmesine rağmen, kadın işçilerin güvenliği konusunda şimdiye kadar herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.
FACEBOOK YORUMLAR