Su canlıların ortak varlığıdır
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Feyzullah Korkut, "Dünya Su Günü" sebebiyle yaptığı açıklamada yaşamın suda başladığını ve yaşadığımız bu eşsiz doğa içinde gördüğümüz tüm canlılığı suyun varlığına borçlu olduğumuzu söyledi.
22 Mart 2020 - 21:53
Varlığımızı suya borçlu olduğumuz gibi, canlılığın devamının da suya bağlı olduğuna vurgu yapan Korkut, dünya çapında ölümlere neden olan ve hızla yayılım gösteren Corona Virüsü’ne karşı da elimizdeki en etkili silahın yine su olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Su doğanın ve doğada yaşayan tüm canlıların ortak varlığı, doğayı ve doğada yaşayanları herhangi bir gerekçeyle sudan mahrum etmek asla kabul edilemez. Suyun korunması ve adil paylaşımı evrensel bir yaşam ilkesidir. Bu hayati önemine rağmen giderek artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli su kaynağının bulunmaması, dünyayı bekleyen en önemli sorunlardan birisi. Sanayileşme, çarpık kentleşme, nüfus artışı ve atık su sorunu nedeniyle temiz suya ulaşmak her geçen gün zorlaşıyor. Bu sorunların tespiti ve gelecekte yaşanması muhtemel su kıtlığının önlenebilmesi adına Birleşmiş Milletler tarafından 1993 yılında “ 22 Mart Dünya Su Günü” olarak kabul edilmiştir.”
TARIMDA SUYUN ETKİN KULLANIMI SAĞLANMALI
Suyun doğal akışına müdahale edilerek, akarsuları bilinçsiz kullanarak sadece su yataklarını değil, bu suların biriktiği göllerimizin de kuruma riski ile karşı karşıya bırakıldığına dikkat çeken Korkut, Eğirdir, Burdur, Salda gibi göller başta olmak üzere Göller Bölgesi’nin tümüyle kuruma tehlikesiyle yüz yüze olduğunu kaydetti.
Kurak ve yarı-kurak iklim kuşağında yer alan ülkemizde küresel ısınma ile kuraklık görülme olasılığının arttığını ifade eden Korkut konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Küresel ısınmanın yağışların azalması nedeniyle mevcut su kaynaklarının azalmasına yol açacağı öngörülmektedir. Bu nedenle en fazla su kullanıcı sektör olan tarımda suyun etkin kullanımının sağlanması gerekmektedir. Bu amaçla; su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama yöntemlerinin uygulanması, suyun kıt olduğu koşullarda kısıtlı sulama yapılması, suyun ölçülü olarak kullanıcılara verilmesi, su iletim ve dağıtım sistemlerinde su kayıplarını minimize eden kapalı borulu sistemlerin tercih edilmesi gibi yapısal ve teknik bazı önlemler alınmalıdır. Sulama yalnızca tarımsal üretim için değil aynı zamanda gıda güvenliğinin sağlanması açısından da büyük önem taşımaktadır.”
“Su doğanın ve doğada yaşayan tüm canlıların ortak varlığı, doğayı ve doğada yaşayanları herhangi bir gerekçeyle sudan mahrum etmek asla kabul edilemez. Suyun korunması ve adil paylaşımı evrensel bir yaşam ilkesidir. Bu hayati önemine rağmen giderek artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli su kaynağının bulunmaması, dünyayı bekleyen en önemli sorunlardan birisi. Sanayileşme, çarpık kentleşme, nüfus artışı ve atık su sorunu nedeniyle temiz suya ulaşmak her geçen gün zorlaşıyor. Bu sorunların tespiti ve gelecekte yaşanması muhtemel su kıtlığının önlenebilmesi adına Birleşmiş Milletler tarafından 1993 yılında “ 22 Mart Dünya Su Günü” olarak kabul edilmiştir.”
TARIMDA SUYUN ETKİN KULLANIMI SAĞLANMALI
Suyun doğal akışına müdahale edilerek, akarsuları bilinçsiz kullanarak sadece su yataklarını değil, bu suların biriktiği göllerimizin de kuruma riski ile karşı karşıya bırakıldığına dikkat çeken Korkut, Eğirdir, Burdur, Salda gibi göller başta olmak üzere Göller Bölgesi’nin tümüyle kuruma tehlikesiyle yüz yüze olduğunu kaydetti.
Kurak ve yarı-kurak iklim kuşağında yer alan ülkemizde küresel ısınma ile kuraklık görülme olasılığının arttığını ifade eden Korkut konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Küresel ısınmanın yağışların azalması nedeniyle mevcut su kaynaklarının azalmasına yol açacağı öngörülmektedir. Bu nedenle en fazla su kullanıcı sektör olan tarımda suyun etkin kullanımının sağlanması gerekmektedir. Bu amaçla; su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama yöntemlerinin uygulanması, suyun kıt olduğu koşullarda kısıtlı sulama yapılması, suyun ölçülü olarak kullanıcılara verilmesi, su iletim ve dağıtım sistemlerinde su kayıplarını minimize eden kapalı borulu sistemlerin tercih edilmesi gibi yapısal ve teknik bazı önlemler alınmalıdır. Sulama yalnızca tarımsal üretim için değil aynı zamanda gıda güvenliğinin sağlanması açısından da büyük önem taşımaktadır.”
FACEBOOK YORUMLAR