Kızıltan: "Yerli üretim daha çok desteklenmeli"
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, özellikle korona virüs salgını süreciyle başlayan 'yeni normal'de en liberal ülkelerin bile artık yerli ürünlerinde korumacılık yaptıklarını belirterek, "Biz de tarıma, sanayiye, yerli ve milli üretimimize daha çok destek vermek zorundayız" dedi.
13 Ekim 2020 - 12:35
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, korona virüs (Covid-19) salgınıyla birlikte tüm dünyada her alanda başlayan 'yeni normal' sürecinde Türkiye ekonomisi açısından beklentilerini anlatarak, oda olarak yaptıkları çalışmaları değerlendirdi.
C ovid-19 salgınının tüm dünyayı etkileyen 'yeni normal' kavramıyla ekonomilerin de 'yeni normal' üzerinden bir dönüşüme gitmek zorunda kaldıklarına işaret eden Kızıltan, daha kontrollü, insan sağlığına önem veren, sadece çalışanların değil, üretim, paketleme, lojistik, dağıtım ve son tüketicinin de düşünüldüğü yeni bir 'üretim-pazarlama-dağıtım ve tüketim' sürecinin başladığını belirtti. "Üreticiler ne üretirse üretsin artık tüm bu süreçlerde 'yeni normal' kavramını düşünmek zorundalar" diyen Kızıltan, tüm bu süreçlerin de yeni maliyetler anlamına geldiğini kaydetti. Kızıltan, bu noktada kapsamlı destek mekanizmalarının veya teşvik edici sistemlerin kamu tarafından düşünülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Her zaman ifade ettikleri 'yerli ürün ve üretime destek' konusunun bu süreçte daha da önemli hale geldiğini vurgulayan Kızıltan, "Evet, liberal bir ekonomi politikamız var. Bundan vazgeçmek değil ama belki yerli üretime destek anlamında biraz daha korumacı olmalıyız. Son yıllarda döviz kurlarındaki aşırı yükselme, birçok alanda ithalata bağımlı bir ülke olmanın ne kadar riskli olduğunu bir kez daha gösterdi. Özellikle kendi üretme imkanımız olan alanlarda artık ithalattan vazgeçmek zorundayız. Bugün dünyanın en liberal ülkeleri bile kendi yerli ürünlerinde korumacılık yapmaktadır. Biz de tarıma, sanayiye, yerli ve milli üretimimize daha çok destek vermek zorundayız. Bırakın ürünü, ABD bu hafta nitelikli göçmenlerin bile ülkeye girmesine izin vermeyen bir yasa çıkarıyor. Yani, insanına da korumacılık uyguluyor. Yani, konu sadece milli ürün veya üretim değil, bunun istihdama yansıyacağı katma değere de bakmak lazım" ifadelerini kullandı.
"Yerli ve milli üretimin, yerli markaların ve ürünlerin desteklenmesi hayati bir konudur"
Türkiye gibi üreten bir ülkenin bu gücünün ithalatla yok edilmemesi gerektiğini dile getiren Kızıltan, şöyle devam etti:
"Pandemiye rağmen üretim devam ediyor. Türkiye'nin, özelinde Mersin'in üretme anlamında bir sorunu yok. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak kapasite raporları artmaya bile işaret ediyor. Firmalar dövizdeki belirsizlikten dolayı hammadde ithalatında zirve yapmış durumda. Sanayi üretiyor ve stokluyor, çünkü ne olacağını bilmiyor. Bu çok önemli bir sorun. Kur dalgalanmalarından endişe duyan sanayici ve üretici hammadde ithalatını arttırıyor ve stok yapıyor. Bunu nasıl pazarlayacağı başka bir sorun. Bundan dolayı yerli ve milli üretimin, yerli markaların ve ürünlerin desteklenmesi hayati bir konudur. Bakın Türk savunma sanayinde yapılan şeyler, başarılar bunun bir rol modeli ve ispatıdır. Neden aynı şey tüm üretim alanlarında yapılmasın. Düne kadar satın aldığımız birçok şeyi savunma sanayimiz kendi yapabiliyor. Çünkü bu konuda bir kararlılık gösterildi, destek verildi ve sonuç ortada. Bu sahada artık çalışan ve her geçen gün daha verimli ve yetkin hale gelen insan kaynağı da cabası. Türkiye olarak savunma sanayinde yapılan yerli ve milli destek stratejisi tüm sanayi, üretim ve hizmet alanlarına yansımalıdır."
Kızıltan, MTSO'nun bu noktada kendi dinamiklerini ve kaynaklarını kullanarak, paydaşlar bularak Mersin'e ve Türkiye'ye ekonomik ve sosyal anlamda destek olacak, katma değer ve istihdam oluşturacak, firmalara para kazandıracak projelere odaklandığını ifade etti. Bu projelerden ilkinin, milli ve yerli üretim vizyonuna destek verecek olan Mersin Tarım ve Gıda Teknoparkı olduğunu belirten Kızıltan, "İçinde yerli firmalarımızın ortak ar-ge alanlarında ar-ge yapacakları; tohumdan yeni ürünlere, tarım makinelerinden gıda raf ömrü ve paketlemelerine, pazarlamadan ihracata kadar tarım-gıda alanındaki tüm süreçleri daha teknolojik, daha dijital ve daha yerli yapacak bir merkezden bahsediyoruz. Bu noktada kentimize katma değer sağlayacak ve sağlık, medikal firmalar, turizm gibi birden fazla sektörü tetikleyecek olan Mersin Sağlık Köyü projemiz hem sağlık sektörünü hem de turizm sektörünü tetikleyecek bir proje olacaktır. Mersin'in alternatif turizm hedefine uygun bir proje olarak ortaya çıkmıştır.
Mersin Sağlık Köyü Projesinin kurulumu için fizibilite çalışmalarına başladık. Yakında ilgili sektör temsilcilerinin katılacağı düzenlenecek bir toplantı ile kentin ve bölgenin bu konudaki ihtiyaçları belirlenecek, maliyet ve lokasyon çalışmaları yapılacak ve merkezin ulusal ve uluslararası pazarlama çalışmalarına yönelik ön çalışmalar başlayacak. Hedefimiz, Mersin'i sağlık turizminin lideri yapmaktır" dedi.
2021 yılı başında MTSO hizmet binasının zemin katında hizmete başlayacak olan MTSO Endüstriyel Tasarım ve Kobi Danışmanlık Merkezi ile ilgili de bilgi veren Kızıltan, "Bu merkezde sanayi sektörünün ihtiyaç duyduğu catia ve solid tasarım hizmeti verilecek, bu programlara yönelik uygulamalı eğitimler düzenlenerek sanayicimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli personel yetiştirilecek, Ansy programı ile yatırım öncesi fabrika simülasyonu ya da üretim süreçlerinin incelenmesi için simülasyon hizmeti verilecek. Merkezin diğer önemli bir hizmeti ise tersine mühendislik olacak. Var olan herhangi bir ürünün tasarımında değişiklik mi yapmak istiyorsunuz, artık merkezde yer alacak olan 3D tarayıcılar ile ürünü kopyalayıp katı modeli üzerinde değişiklik yaparak hızlıca istediğiniz tasarımı elde edebileceksiniz. Hatta prototipini bile merkezde üretebileceksiniz. Burada sadece firmalarımız, KOBİ'lerimiz değil, öğrencilerimiz de olacak. Türkiye'de ilk 'kendin tasarla kendin üret' yani FAB-LAB alt yapısını MTSO bu merkezde kurmuş olacak. Bu merkez tarafından; yalın üretim, üretim planlama, bütçeleme, İSG gibi alanlarda saha çalışmaları yapılacak. Sanayicilerimizin ihtiyaç duyduğu danışman, mentör eşleştirme çalışmaları yapılacak. Merkez aracılığıyla yapılacak, KOBİ'lerin uluslararası alanda ticari işbirliklerinin geliştirilmesi için ihracat destek ofisi merkez kapsamında kurularak fiilen sahada yer alarak çalışmalar yürütülecektir. Gerçekten kentimizde ekonomi anlamında bir zihniyet dönüşümünün düğmesine basıyoruz" ifadelerini kullandı.
Merkez kapsamında "Yatırım Destek ve Yönlendirme Ofisi" oluşturularak Mersin'e yatırımların çekilmesi veya kentin yatırımcılara tanıtılması için çalışmalar yürütüleceğini kaydeden Kızıltan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Artık dileyen üyemiz merkez kapsamında yer alacak olan ortak çalışma alanlarını kullanarak iş takip süreçlerini odamız ev sahipliğinde yapabilecek. Ulusal ve uluslararası hibe projeleri hakkında üyelerimiz ihtiyaç duyduğu danışmanlık hizmetini veya danışman, mentör eşleştirme hizmetlerini de bu merkezden alabilecek. Ayrıca her geçen gün iş yaşamının içine giren Mesleki Yeterlilik Birimimizde var olan akreditasyon kapsamlarını da geliştirerek yine bu merkezden hizmet verecek. Öte yandan iyi bir fikri olan ama sermayesi olmayan girişimcileri odamız camiasında yatırımcı olmak isteyenlerin bir araya gelmesi için Mersin İş Melekleri Ağını da bu merkez ile hizmete alacağız. 'Param var, iyi fikir arıyorum' diyen üyemize 'al proje' diyeceğiz. Merkez kapsamında gerek tüccarımızın gerekse sanayicimizin ihtiyaç duyduğu eğitim, seminer ve konferans gibi etkinlikleri de yine bu merkez ile düzenleyeceğiz. Evet, sorunlarımız, problemler var ama Mersin iş dünyası hiçbir zaman umutsuz değil. Bu anlamda Mersinliler de umutsuz ve karamsar olmasın. Mersinli hemşerilerimiz bilsin ki, MTSO çatısı altında Mersinli girişimcilerimiz üretiyor, istihdam ediyor, yatırım yapıyor, ihracat yapıyor ve büyük bir mücadeleyi kenti ve ülkesi için veriyor. Bu sıkıntılı günler geçecek ama biz hazır olursak gelecek daha güzel olacak. Talih hazır olana gülermiş. Umutsuzluk yok, hep birlikte kentimiz ve ülkemiz için çalışmaya devam."
C ovid-19 salgınının tüm dünyayı etkileyen 'yeni normal' kavramıyla ekonomilerin de 'yeni normal' üzerinden bir dönüşüme gitmek zorunda kaldıklarına işaret eden Kızıltan, daha kontrollü, insan sağlığına önem veren, sadece çalışanların değil, üretim, paketleme, lojistik, dağıtım ve son tüketicinin de düşünüldüğü yeni bir 'üretim-pazarlama-dağıtım ve tüketim' sürecinin başladığını belirtti. "Üreticiler ne üretirse üretsin artık tüm bu süreçlerde 'yeni normal' kavramını düşünmek zorundalar" diyen Kızıltan, tüm bu süreçlerin de yeni maliyetler anlamına geldiğini kaydetti. Kızıltan, bu noktada kapsamlı destek mekanizmalarının veya teşvik edici sistemlerin kamu tarafından düşünülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Her zaman ifade ettikleri 'yerli ürün ve üretime destek' konusunun bu süreçte daha da önemli hale geldiğini vurgulayan Kızıltan, "Evet, liberal bir ekonomi politikamız var. Bundan vazgeçmek değil ama belki yerli üretime destek anlamında biraz daha korumacı olmalıyız. Son yıllarda döviz kurlarındaki aşırı yükselme, birçok alanda ithalata bağımlı bir ülke olmanın ne kadar riskli olduğunu bir kez daha gösterdi. Özellikle kendi üretme imkanımız olan alanlarda artık ithalattan vazgeçmek zorundayız. Bugün dünyanın en liberal ülkeleri bile kendi yerli ürünlerinde korumacılık yapmaktadır. Biz de tarıma, sanayiye, yerli ve milli üretimimize daha çok destek vermek zorundayız. Bırakın ürünü, ABD bu hafta nitelikli göçmenlerin bile ülkeye girmesine izin vermeyen bir yasa çıkarıyor. Yani, insanına da korumacılık uyguluyor. Yani, konu sadece milli ürün veya üretim değil, bunun istihdama yansıyacağı katma değere de bakmak lazım" ifadelerini kullandı.
"Yerli ve milli üretimin, yerli markaların ve ürünlerin desteklenmesi hayati bir konudur"
Türkiye gibi üreten bir ülkenin bu gücünün ithalatla yok edilmemesi gerektiğini dile getiren Kızıltan, şöyle devam etti:
"Pandemiye rağmen üretim devam ediyor. Türkiye'nin, özelinde Mersin'in üretme anlamında bir sorunu yok. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak kapasite raporları artmaya bile işaret ediyor. Firmalar dövizdeki belirsizlikten dolayı hammadde ithalatında zirve yapmış durumda. Sanayi üretiyor ve stokluyor, çünkü ne olacağını bilmiyor. Bu çok önemli bir sorun. Kur dalgalanmalarından endişe duyan sanayici ve üretici hammadde ithalatını arttırıyor ve stok yapıyor. Bunu nasıl pazarlayacağı başka bir sorun. Bundan dolayı yerli ve milli üretimin, yerli markaların ve ürünlerin desteklenmesi hayati bir konudur. Bakın Türk savunma sanayinde yapılan şeyler, başarılar bunun bir rol modeli ve ispatıdır. Neden aynı şey tüm üretim alanlarında yapılmasın. Düne kadar satın aldığımız birçok şeyi savunma sanayimiz kendi yapabiliyor. Çünkü bu konuda bir kararlılık gösterildi, destek verildi ve sonuç ortada. Bu sahada artık çalışan ve her geçen gün daha verimli ve yetkin hale gelen insan kaynağı da cabası. Türkiye olarak savunma sanayinde yapılan yerli ve milli destek stratejisi tüm sanayi, üretim ve hizmet alanlarına yansımalıdır."
Kızıltan, MTSO'nun bu noktada kendi dinamiklerini ve kaynaklarını kullanarak, paydaşlar bularak Mersin'e ve Türkiye'ye ekonomik ve sosyal anlamda destek olacak, katma değer ve istihdam oluşturacak, firmalara para kazandıracak projelere odaklandığını ifade etti. Bu projelerden ilkinin, milli ve yerli üretim vizyonuna destek verecek olan Mersin Tarım ve Gıda Teknoparkı olduğunu belirten Kızıltan, "İçinde yerli firmalarımızın ortak ar-ge alanlarında ar-ge yapacakları; tohumdan yeni ürünlere, tarım makinelerinden gıda raf ömrü ve paketlemelerine, pazarlamadan ihracata kadar tarım-gıda alanındaki tüm süreçleri daha teknolojik, daha dijital ve daha yerli yapacak bir merkezden bahsediyoruz. Bu noktada kentimize katma değer sağlayacak ve sağlık, medikal firmalar, turizm gibi birden fazla sektörü tetikleyecek olan Mersin Sağlık Köyü projemiz hem sağlık sektörünü hem de turizm sektörünü tetikleyecek bir proje olacaktır. Mersin'in alternatif turizm hedefine uygun bir proje olarak ortaya çıkmıştır.
Mersin Sağlık Köyü Projesinin kurulumu için fizibilite çalışmalarına başladık. Yakında ilgili sektör temsilcilerinin katılacağı düzenlenecek bir toplantı ile kentin ve bölgenin bu konudaki ihtiyaçları belirlenecek, maliyet ve lokasyon çalışmaları yapılacak ve merkezin ulusal ve uluslararası pazarlama çalışmalarına yönelik ön çalışmalar başlayacak. Hedefimiz, Mersin'i sağlık turizminin lideri yapmaktır" dedi.
2021 yılı başında MTSO hizmet binasının zemin katında hizmete başlayacak olan MTSO Endüstriyel Tasarım ve Kobi Danışmanlık Merkezi ile ilgili de bilgi veren Kızıltan, "Bu merkezde sanayi sektörünün ihtiyaç duyduğu catia ve solid tasarım hizmeti verilecek, bu programlara yönelik uygulamalı eğitimler düzenlenerek sanayicimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli personel yetiştirilecek, Ansy programı ile yatırım öncesi fabrika simülasyonu ya da üretim süreçlerinin incelenmesi için simülasyon hizmeti verilecek. Merkezin diğer önemli bir hizmeti ise tersine mühendislik olacak. Var olan herhangi bir ürünün tasarımında değişiklik mi yapmak istiyorsunuz, artık merkezde yer alacak olan 3D tarayıcılar ile ürünü kopyalayıp katı modeli üzerinde değişiklik yaparak hızlıca istediğiniz tasarımı elde edebileceksiniz. Hatta prototipini bile merkezde üretebileceksiniz. Burada sadece firmalarımız, KOBİ'lerimiz değil, öğrencilerimiz de olacak. Türkiye'de ilk 'kendin tasarla kendin üret' yani FAB-LAB alt yapısını MTSO bu merkezde kurmuş olacak. Bu merkez tarafından; yalın üretim, üretim planlama, bütçeleme, İSG gibi alanlarda saha çalışmaları yapılacak. Sanayicilerimizin ihtiyaç duyduğu danışman, mentör eşleştirme çalışmaları yapılacak. Merkez aracılığıyla yapılacak, KOBİ'lerin uluslararası alanda ticari işbirliklerinin geliştirilmesi için ihracat destek ofisi merkez kapsamında kurularak fiilen sahada yer alarak çalışmalar yürütülecektir. Gerçekten kentimizde ekonomi anlamında bir zihniyet dönüşümünün düğmesine basıyoruz" ifadelerini kullandı.
Merkez kapsamında "Yatırım Destek ve Yönlendirme Ofisi" oluşturularak Mersin'e yatırımların çekilmesi veya kentin yatırımcılara tanıtılması için çalışmalar yürütüleceğini kaydeden Kızıltan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Artık dileyen üyemiz merkez kapsamında yer alacak olan ortak çalışma alanlarını kullanarak iş takip süreçlerini odamız ev sahipliğinde yapabilecek. Ulusal ve uluslararası hibe projeleri hakkında üyelerimiz ihtiyaç duyduğu danışmanlık hizmetini veya danışman, mentör eşleştirme hizmetlerini de bu merkezden alabilecek. Ayrıca her geçen gün iş yaşamının içine giren Mesleki Yeterlilik Birimimizde var olan akreditasyon kapsamlarını da geliştirerek yine bu merkezden hizmet verecek. Öte yandan iyi bir fikri olan ama sermayesi olmayan girişimcileri odamız camiasında yatırımcı olmak isteyenlerin bir araya gelmesi için Mersin İş Melekleri Ağını da bu merkez ile hizmete alacağız. 'Param var, iyi fikir arıyorum' diyen üyemize 'al proje' diyeceğiz. Merkez kapsamında gerek tüccarımızın gerekse sanayicimizin ihtiyaç duyduğu eğitim, seminer ve konferans gibi etkinlikleri de yine bu merkez ile düzenleyeceğiz. Evet, sorunlarımız, problemler var ama Mersin iş dünyası hiçbir zaman umutsuz değil. Bu anlamda Mersinliler de umutsuz ve karamsar olmasın. Mersinli hemşerilerimiz bilsin ki, MTSO çatısı altında Mersinli girişimcilerimiz üretiyor, istihdam ediyor, yatırım yapıyor, ihracat yapıyor ve büyük bir mücadeleyi kenti ve ülkesi için veriyor. Bu sıkıntılı günler geçecek ama biz hazır olursak gelecek daha güzel olacak. Talih hazır olana gülermiş. Umutsuzluk yok, hep birlikte kentimiz ve ülkemiz için çalışmaya devam."
FACEBOOK YORUMLAR