Gürer: Pandemiden sonra doğa olayları da çiftçinin belini büktü
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2021 yılında kuraklığın yanı sıra bazı bölgelerde dolu ve don ile oluşan ürün hasarlarının da çiftçinin belini büktüğünü, afet bölgelerinde çiftçiye acil destek verilmesi gerektiğini ifade etti.
16 Mayıs 2021 - 13:00
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Tarım stratejik bir alandır. Çiftçi refahının sağlanması gıdaya erişimi sorunsuz kılar. 2021 yılı çiftçilere, pandemi ile oluşan sorunların yanında kuraklık ve iklim olaylarının yarattığı sorunlarla beraber geldi. 22 ilde yoğun hissedilen kuraklık özellikle hububatta ciddi ürün kayıplarına neden oldu. Bu arada bazı bölgelerde yaşanan dolu ve don, meyve bahçelerini vurdu. Hububat taban fiyatları geçen yıl bu süreçte açıklanmasına karşın bu yıl halen açıklanmadı. Artan girdi maliyetleri nedeniyle ürün fiyatları geçen yıla göre, neredeyse %100’e yakın artış gösterdi. Gübre fiyatları ikiye katlandığı için daha az gübre kullanımı oluşacak ve bu da rekolte kayıpları yaratacak. Bir yerde doğal afetler, bir yerde artan maliyetler çiftçinin belini büktü. TARSİM mutlaka zarar gören çiftçiye yeterli desteği sağlamalıdır. Afetten etkilenen bölgeler afet bölgesi ilan edilmelidir. İktidar tarafından çiftçinin yanında olacak destekler açıklanmalıdır. Dünya çiftçi gününde ne yazık ki ülkemiz çiftçisi artan sorunlarla baş başa kalmış durumdadır. Çiftçinin ayakta duracak takati kalmadı. Ciddi destekler sağlanarak planlı tarım politikalarının uygulanması şart ” diye konuştu.
VİRÜS BİLE İKTİDARA DERS OLMADI
Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınıyla birlikte, ülkelerin tarıma verdiği önemi artırdığını, kendi vatandaşının geleceğini düşünerek, ithalat –ihracat dengesini kurmaya çalıştığını anlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ancak son 18 yılda uygulanan yanlış tarım politikası ülkemizde tarımı sorunlu noktaya gelmesine neden oldu. Yerli üreticinin desteklenmesi, var olan tarımsal sorunların çözülmesine yönelik adımlar atmayan AKP iktidarı, korona virüs salgınıyla baş gösteren ‘tarımsal ürünlere ve gıdaya erişememe’ tehlikesinden dahi ders almamış görünüyor” dedi.
ÇİFTÇİ SAYISI DA TARIM ALANLARI DA AZALIYOR
1980’lı yıllarda 28 milyon hektar olan tarım arazisi varlığımızın, bugün 23 milyon hektara gerileğini ve yaklaşık 5 milyon hektar tarım arazisinin artık tarım arazisi olmaktan çıktığını anlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Tarım arazilerinin azalmasına pararel olarak çiftçi sayısındaki düşüş de sürekli artıyor. Çiftçilerin bankalara 137 milyar olan borcu, tarım kredi ve diğer borçları ile 180 milyarı buluyor. 2006 yılında çıkan Tarım Kanununun 21 maddesine göre Milli Gelirin % 1’inin çiftçiye verilmesi gerekirken bugüne kadar yarısı verilmiş durumda yani çiftçi devletten alacaklı. Tohum, gübre, ilaç ve yem fiyatları almış başını gidiyor. Tüm çiftçiler borçlu yaşıyor. Ürettiği ürünü değerine satamıyor. İktidar, ithalat sopasını çiftçinin başından eksik etmiyor. Yaşanan olumsuzluklar, ekmeyen ve dikmeyen çiftçiyi diğer çiftçilere göre daha az sorun yaşar duruma getirdi” diye konuştu.
VİRÜS BİLE İKTİDARA DERS OLMADI
Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınıyla birlikte, ülkelerin tarıma verdiği önemi artırdığını, kendi vatandaşının geleceğini düşünerek, ithalat –ihracat dengesini kurmaya çalıştığını anlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ancak son 18 yılda uygulanan yanlış tarım politikası ülkemizde tarımı sorunlu noktaya gelmesine neden oldu. Yerli üreticinin desteklenmesi, var olan tarımsal sorunların çözülmesine yönelik adımlar atmayan AKP iktidarı, korona virüs salgınıyla baş gösteren ‘tarımsal ürünlere ve gıdaya erişememe’ tehlikesinden dahi ders almamış görünüyor” dedi.
ÇİFTÇİ SAYISI DA TARIM ALANLARI DA AZALIYOR
1980’lı yıllarda 28 milyon hektar olan tarım arazisi varlığımızın, bugün 23 milyon hektara gerileğini ve yaklaşık 5 milyon hektar tarım arazisinin artık tarım arazisi olmaktan çıktığını anlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Tarım arazilerinin azalmasına pararel olarak çiftçi sayısındaki düşüş de sürekli artıyor. Çiftçilerin bankalara 137 milyar olan borcu, tarım kredi ve diğer borçları ile 180 milyarı buluyor. 2006 yılında çıkan Tarım Kanununun 21 maddesine göre Milli Gelirin % 1’inin çiftçiye verilmesi gerekirken bugüne kadar yarısı verilmiş durumda yani çiftçi devletten alacaklı. Tohum, gübre, ilaç ve yem fiyatları almış başını gidiyor. Tüm çiftçiler borçlu yaşıyor. Ürettiği ürünü değerine satamıyor. İktidar, ithalat sopasını çiftçinin başından eksik etmiyor. Yaşanan olumsuzluklar, ekmeyen ve dikmeyen çiftçiyi diğer çiftçilere göre daha az sorun yaşar duruma getirdi” diye konuştu.
FACEBOOK YORUMLAR