Covid'i atlatan hemşire anlattı
Mersin'de, hiçbir belirti yaşamadan korona virüse yakalanan ve hastalığı hafif bir boğaz ağrısıyla atlatan Covid yoğun bakım hemşiresi Mehmet Nalpara, vicdan azabı yaşamamaları için herkesi uyardı.
14 Eylül 2020 - 10:00
16 yıllık yoğun bakım hemşiresi Nalpara, kendisinin belirtisiz taşıyıcılara canlı bir örnek olduğunu söyleyerek, "Sizden bulaşıp da bir kişinin öldüğünü görmek kadar acı bir şey olmaz. Onun vicdani yükü çok ağırdır" dedi.
Sağlık Bakanlığının ve Bilim Kurulu üyelerinin sık sık uyarısını yaptığı, hiç belirti göstermeyen gizli virüs taşıyıcılarına bir örnek Mersin'den çıktı. Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid yoğun bakım servisinde görev yapan evli ve iki kız çocuk babası 43 yaşındaki hemşire Mehmet Nalpara, 20 Ağustos'ta haftalık rutin korona virüs (Covid-19) testinde pozitif olduğunu öğrendi. Test öncesinde de hastalığı süresince de hafif bir boğaz ağrısı dışında hiçbir belirti yaşamayan Nalpara, korona virüsü yenmeyi başararak, yeniden işinin başına döndü. Nalpara, toplumda kendisi gibi belirtisiz çok sayıda virüs taşıyıcısı olduğuna dikkat çekerek, vicdan azabı yaşamamaları için herkesi uyardı.
Hemşire Nalpara, Covid yoğun bakım servisinde, gazetecilere hastalık süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu. Hemşire olarak yoğun bakımlarda 16'ncı yılına girdiğini ifade eden Nalpara, korona virüsün Türkiye'de görüldüğü andan itibaren Covid hemşiresi olarak çalıştığını söyledi. Son dönemde artışa geçen korona virüs vakaları sırasında kendisinin de Covid-19 pozitif olduğunu dile getiren Nalpara, "Biz, rutin olarak haftada bir sürüntü veriyoruz. İdaremiz bu konuda çok hassas. Benim sürüntülerim negatif devam ediyordu. Eşim, Erdemli Devlet Hastanesinde hemşire olarak çalışıyor; onun sürüntüsü de negatifti. Sadece vücut kırgınlığı ve öksürük vardı. Geçmediğini görünce akciğer filmi çektirdik ve akciğer tutulumunu görünce enfeksiyon doktoru onu Covid olarak değerlendirdi ve karantinaya aldı. Onunla beraber ben de 20 Ağustos'ta ikinci sürüntüyü verdiğimde akşam aradılar ve 'Sen pozitifsin, eşin negatif' dediler. Fakat bende Covid-19'a dair herhangi bir belirti yoktu. Pozitif olunca herkes şaşırdı, çünkü burada en çok dikkat edenlerden biri biziz. Altyapı olarak çalıştığımız yoğun bakım Covid ile mücadelede çok etkin. Ara temizlik alanımız bizim aynı zamanda temizlenme alanımız. Molaya çıktığımız an duşumuzu alıyoruz, temiz kıyafet giyiyoruz, o şekilde çıkıyoruz. Ona rağmen benim Covid olmam biraz literatürün dışında bir olay oldu, çünkü beslenme alışkanlığımız da çok düzenli" diye konuştu.
"Kaynağım hastane değil"
Virüsü nasıl kaptığına dair kaynağının belli olmadığını da kaydeden Nalpara, Covid yoğun bakımdan sorumlu hemşirenin kendisinden önce hastalığa yakalandığını, o izindeyken de yerine kendisinin sorumlu hemşire olarak görevi devraldığını anlattı. Bu süreçte hasta odalarına hiç girmediğini söyleyen Nalpara, "Daima dış cephede arkadaşların lojistik malzeme ihtiyaçlarını gideriyordum. Yani benim birebir hastayla temasım olmadı. Öyle olunca da benim kaynağım hastane değil" ifadelerini kullandı.
"Pozitif ben oldum, belirtileri eşim taşıdı"
Karantina sürecinde yaşadıklarını da anlatan Nalpara, eşine negatif teşhisi konmasına karşın, tüm belirtileri onun yaşadığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Eşimde belirti var bende yok. Eşim bir adım benden önde seyrediyor; solunum yetmezliği ve Covid-19'un bütün ağrısı, terlemeleri, baş ağrılarının tamamını eşim yaşadı. Ben ondan bir kademe geriden geliyordum. Çocuklarımızı aynı gün akşam başka bir eve aktardık. Öyle bir süreç ki, aynı anda hem çocuklarınızı aklınızdan geçiriyorsunuz hem eşinizin durumunu gözünüzle takip ediyorsunuz ve kendiniz pozitif karantinadasınız. Eşim negatif, onunla temas yapamıyorsunuz, herhangi bir ihtiyacını karşılayamıyorsunuz, her an 'düşecek mi' endişesi yaşıyorsunuz; çünkü bir bardak su almak için kalktığı anda dahi gözü sürekli yatakta oluyor. Süreçte ben sadece hafif bir boğaz ağrısı yaşadım. Pozitif çıktıktan sonra hemen tedaviye başlandı, 3 gün boyunca sadece boğaz ağrısı vardı. Bunun dışında en küçük bir belirti olmadı. Bir bakıma pozitif ben oldum, belirtileri eşim taşıdı."
"Şu an süreci atlattım"
20 Ağustos'ta pozitif teşhisi konmasının ardından başlayan karantina ve tedavi sürecinde 27 Ağustos'ta ilk testini verdiğini ve negatif çıktığını aktaran Nalpara, "31 Ağustos'ta ikinci testimi verdim, o da negatif olunca 8'inci gün işbaşı yaptım, çünkü oldukça sıkıntılı bir süreç iş yükü olarak. Ben gidersem benim işim arkadaşıma kalıyor. Şu an süreci atlattım. Hemşire ve sağlık grubu olarak biz burada hazırız" şeklinde konuştu.
"Bir nefes için bile hüngür hüngür ağlayan hastalarımız var"
Belirti göstermeden virüs taşıyıcısı olunabildiğine dikkat çeken hemşire Nalpara, "Benim canlı örnek oluşum, virüsü vücudumda taşımama rağmen enfeksiyonu herhangi bir belirti olmadan geçirmiş olmam bana özel bir durum değil; bütün toplumda bu tip taşıyıcı olunabiliyor. Onun için de anne babamızı, hastalarımızı ve başta kendimizi düşünüyorsak öncelikle maskemizi takalım, kişisel temizliğimize dikkat edelim ve mesafemizi koruyalım. Çünkü bu sürece bulaştıktan sonra hepsini mumla arıyoruz. Bir nefes için bile hüngür hüngür ağlayan hastalarımız var. Bol sabun ve maske, birinci önceliğimiz olsun ve mesafemizi lütfen koruyalım. Sabun ve bol suyla temasımız olduğu müddetçe bunu rahatlıkla kontrol altına alabileceğimiz bir toplumuz" dedi.
"Sizden bulaşıp da bir kişinin öldüğünü görmenin vicdani yükü çok ağırdır"
Kendi annesi ve akrabaları başta olmak üzere kimseye virüs bulaştırmamak için çok dikkatli olduğunun altını çizen Nalpara, "Babam 70 yaşında, dayım bypass oldu. Sürekli onları uyarıyorum. Benden dolayı onların başına bir iş geldiğinde bunun vicdan azabı çok ağır. 16 senelik tecrübemde ben bunu gördüm. En çok da ailesinden uzak kalmış, küsmüş kişiler, anne-babayı kaybettikten sonra çok ağır travma ve pişmanlık yaşıyorlar. Böyle bir süreçte sizden bulaşıp da bir kişinin öldüğünü görmek kadar acı bir şey olmaz. Onun vicdani yükü çok ağırdır" diye konuştu.
Sağlık Bakanlığının ve Bilim Kurulu üyelerinin sık sık uyarısını yaptığı, hiç belirti göstermeyen gizli virüs taşıyıcılarına bir örnek Mersin'den çıktı. Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid yoğun bakım servisinde görev yapan evli ve iki kız çocuk babası 43 yaşındaki hemşire Mehmet Nalpara, 20 Ağustos'ta haftalık rutin korona virüs (Covid-19) testinde pozitif olduğunu öğrendi. Test öncesinde de hastalığı süresince de hafif bir boğaz ağrısı dışında hiçbir belirti yaşamayan Nalpara, korona virüsü yenmeyi başararak, yeniden işinin başına döndü. Nalpara, toplumda kendisi gibi belirtisiz çok sayıda virüs taşıyıcısı olduğuna dikkat çekerek, vicdan azabı yaşamamaları için herkesi uyardı.
Hemşire Nalpara, Covid yoğun bakım servisinde, gazetecilere hastalık süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu. Hemşire olarak yoğun bakımlarda 16'ncı yılına girdiğini ifade eden Nalpara, korona virüsün Türkiye'de görüldüğü andan itibaren Covid hemşiresi olarak çalıştığını söyledi. Son dönemde artışa geçen korona virüs vakaları sırasında kendisinin de Covid-19 pozitif olduğunu dile getiren Nalpara, "Biz, rutin olarak haftada bir sürüntü veriyoruz. İdaremiz bu konuda çok hassas. Benim sürüntülerim negatif devam ediyordu. Eşim, Erdemli Devlet Hastanesinde hemşire olarak çalışıyor; onun sürüntüsü de negatifti. Sadece vücut kırgınlığı ve öksürük vardı. Geçmediğini görünce akciğer filmi çektirdik ve akciğer tutulumunu görünce enfeksiyon doktoru onu Covid olarak değerlendirdi ve karantinaya aldı. Onunla beraber ben de 20 Ağustos'ta ikinci sürüntüyü verdiğimde akşam aradılar ve 'Sen pozitifsin, eşin negatif' dediler. Fakat bende Covid-19'a dair herhangi bir belirti yoktu. Pozitif olunca herkes şaşırdı, çünkü burada en çok dikkat edenlerden biri biziz. Altyapı olarak çalıştığımız yoğun bakım Covid ile mücadelede çok etkin. Ara temizlik alanımız bizim aynı zamanda temizlenme alanımız. Molaya çıktığımız an duşumuzu alıyoruz, temiz kıyafet giyiyoruz, o şekilde çıkıyoruz. Ona rağmen benim Covid olmam biraz literatürün dışında bir olay oldu, çünkü beslenme alışkanlığımız da çok düzenli" diye konuştu.
"Kaynağım hastane değil"
Virüsü nasıl kaptığına dair kaynağının belli olmadığını da kaydeden Nalpara, Covid yoğun bakımdan sorumlu hemşirenin kendisinden önce hastalığa yakalandığını, o izindeyken de yerine kendisinin sorumlu hemşire olarak görevi devraldığını anlattı. Bu süreçte hasta odalarına hiç girmediğini söyleyen Nalpara, "Daima dış cephede arkadaşların lojistik malzeme ihtiyaçlarını gideriyordum. Yani benim birebir hastayla temasım olmadı. Öyle olunca da benim kaynağım hastane değil" ifadelerini kullandı.
"Pozitif ben oldum, belirtileri eşim taşıdı"
Karantina sürecinde yaşadıklarını da anlatan Nalpara, eşine negatif teşhisi konmasına karşın, tüm belirtileri onun yaşadığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Eşimde belirti var bende yok. Eşim bir adım benden önde seyrediyor; solunum yetmezliği ve Covid-19'un bütün ağrısı, terlemeleri, baş ağrılarının tamamını eşim yaşadı. Ben ondan bir kademe geriden geliyordum. Çocuklarımızı aynı gün akşam başka bir eve aktardık. Öyle bir süreç ki, aynı anda hem çocuklarınızı aklınızdan geçiriyorsunuz hem eşinizin durumunu gözünüzle takip ediyorsunuz ve kendiniz pozitif karantinadasınız. Eşim negatif, onunla temas yapamıyorsunuz, herhangi bir ihtiyacını karşılayamıyorsunuz, her an 'düşecek mi' endişesi yaşıyorsunuz; çünkü bir bardak su almak için kalktığı anda dahi gözü sürekli yatakta oluyor. Süreçte ben sadece hafif bir boğaz ağrısı yaşadım. Pozitif çıktıktan sonra hemen tedaviye başlandı, 3 gün boyunca sadece boğaz ağrısı vardı. Bunun dışında en küçük bir belirti olmadı. Bir bakıma pozitif ben oldum, belirtileri eşim taşıdı."
"Şu an süreci atlattım"
20 Ağustos'ta pozitif teşhisi konmasının ardından başlayan karantina ve tedavi sürecinde 27 Ağustos'ta ilk testini verdiğini ve negatif çıktığını aktaran Nalpara, "31 Ağustos'ta ikinci testimi verdim, o da negatif olunca 8'inci gün işbaşı yaptım, çünkü oldukça sıkıntılı bir süreç iş yükü olarak. Ben gidersem benim işim arkadaşıma kalıyor. Şu an süreci atlattım. Hemşire ve sağlık grubu olarak biz burada hazırız" şeklinde konuştu.
"Bir nefes için bile hüngür hüngür ağlayan hastalarımız var"
Belirti göstermeden virüs taşıyıcısı olunabildiğine dikkat çeken hemşire Nalpara, "Benim canlı örnek oluşum, virüsü vücudumda taşımama rağmen enfeksiyonu herhangi bir belirti olmadan geçirmiş olmam bana özel bir durum değil; bütün toplumda bu tip taşıyıcı olunabiliyor. Onun için de anne babamızı, hastalarımızı ve başta kendimizi düşünüyorsak öncelikle maskemizi takalım, kişisel temizliğimize dikkat edelim ve mesafemizi koruyalım. Çünkü bu sürece bulaştıktan sonra hepsini mumla arıyoruz. Bir nefes için bile hüngür hüngür ağlayan hastalarımız var. Bol sabun ve maske, birinci önceliğimiz olsun ve mesafemizi lütfen koruyalım. Sabun ve bol suyla temasımız olduğu müddetçe bunu rahatlıkla kontrol altına alabileceğimiz bir toplumuz" dedi.
"Sizden bulaşıp da bir kişinin öldüğünü görmenin vicdani yükü çok ağırdır"
Kendi annesi ve akrabaları başta olmak üzere kimseye virüs bulaştırmamak için çok dikkatli olduğunun altını çizen Nalpara, "Babam 70 yaşında, dayım bypass oldu. Sürekli onları uyarıyorum. Benden dolayı onların başına bir iş geldiğinde bunun vicdan azabı çok ağır. 16 senelik tecrübemde ben bunu gördüm. En çok da ailesinden uzak kalmış, küsmüş kişiler, anne-babayı kaybettikten sonra çok ağır travma ve pişmanlık yaşıyorlar. Böyle bir süreçte sizden bulaşıp da bir kişinin öldüğünü görmek kadar acı bir şey olmaz. Onun vicdani yükü çok ağırdır" diye konuştu.
FACEBOOK YORUMLAR