CHP'den şafak vaktinde 'Büyük Taarruz' açıklaması
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Örgütü, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarına getirilen yasağı Büyük Taarruz’un yıldönümünde taarruzun başladığı saat olan 05.30’da milletvekilleri, belediye başkanları, ilçe başkanları ve il yöneticileriyle birlikte protesto edip, Büyük Taarruz’u ve Zafer Bayramını kutladı.
26 Ağustos 2020 - 13:13
Dini ve ulusal bayramların toplumu birleştiren, bütünleştiren, ortak payda altında toplayan, kaynaştıran özel ve önemli günler olduğuna dikkati çekip iktidara seslenen İl Başkanı Çelebi, “Yapmayın! Ulusal bayramlar da dini bayramlar da bizimdir. Bayramları dahi ayrıştırarak, ülkemize ve toplumumuza kötülük yapıyorsunuz!” dedi.
‘BÜYÜK TAARRUZ’UN BAŞLADIĞI SAATTE BASIN AÇIKLAMASI
CHP Adana İl Başkanlığı önünde Büyük Taarruz’un başladığı saat olan 05.30’da gerçekleştirilen basın açıklamasına Adana milletvekilleri Orhan Sümer, Burhanettin Bulut, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Ceyhan Belediye Başkanı Hülya Erdem, İl Kadın Kolları Başkanı Av.Oya Tekin, İl Disiplin Kurulu, ilçe başkanları ve il yöneticileri katıldı.
İKTİDAR SALGINI İDEOLOJİK VE SİYASİ FIRSATA ÇEVİRMEYE ÇALIŞIYOR
İktidarın koronavirüs salgınını ideolojik ve siyasi olarak fırsata çevirmeye çalıştığını savunan İl Başkanı Mehmet Çelebi, iktidarın 30 Ağustos Zafer Bayramını salgınla mücadele kurallarına uygun olarak kutlanmasını engellemeye çalıştığını vurguladı.
ZAFER BAYRAMINI KUTLAMAK YASAK, MALAZGİRT ZAFERİNİ KUTLAMAK SERBEST
İçişleri Bakanlığının Valiliklere gönderdiği genelgeyi anımsatan Çelebi, yandaş kuruluşların kitlesel etkinliklerine ise aynı yasağın uygulanmadığını vurguladı.
Çelebi, “İçişleri Bakanlığı Valiliklere gönderdiği genelgeyle Zafer Bayramı kutlamalarını koronavirüs salgınını gerekçe göstererek yasaklarken, yandaş kuruluşların kitlesel etkinliklerine ise göz yumuyor. Bugün Zafer Bayramını kutlamak yasak! Ancak AKP Genel Başkanının oğlunun kurucusu olduğu Okçular Vakfının Malazgirt Zaferi’nin yıldönümünü kitlesel etkinlikle kutlaması serbest. Ayasofya’nın binlerce kişiyle ibadete açılması serbest. Buradan iktidara soruyoruz: Virüs sadece hafta sonlarında ya da ulusal bayramlarda mı halk sağlığını tehdit ediyor?” diye konuştu.
ULUSAL BAYRAMLAR DA DİNİ BAYRAMLAR DA BİZİMDİR
“Siyasal İktidarın ulusal bayramlarla ilgili alerjisini, rahatsızlığını anlamakta zorlanıyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Çelebi, dini ve ulusal bayramların toplumu birleştiren, bütünleştiren, ortak payda altında toplayan, kaynaştıran özel ve önemli günler olduğuna dikkati çekerek iktidara çağrıda bulundu:
“Yapmayın! Bayramları dahi ayrıştırarak, ülkemize ve toplumumuza kötülük yapıyorsunuz! Ulusal bayramlar da dini bayramlar da bizimdir. Onları her zaman kutlarız. Ulusal bayramlarımızdan, Cumhuriyet değerlerinden, Başkomutanımız, Önderimiz Atatürk’ten neden rahatsız duyuyorsunuz? Bırakın bu kini, düşmanlığı… Bunların hepsi ulusumuzun ortak değerleridir. Ne kadar yasaklarsanız yasaklayın, bayramlarımızı kitlesel etkinliklerle olmasa da yüreklerimizde daha büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Gönlümüzden silemezsiniz, unutturamazsınız, unutmayız, unutmayacağız!”
30 AĞUSTOS ZAFERİYLE ANADOLU YENİDEN VATAN HALİNE GELDİ
Büyük Taarruz ve devamında Başkomutan Meydan Muharebesiyle elde edilen Büyük Zafer’in Kurtuluş Mücadelesinin en önemli dönüm noktalarından biri olduğunun altını çizen Çelebi, “Büyük Taarruz tüm yönleriyle dünya tarihin en büyük kahramanlık destanlarından biridir. 26 Ağustos sabahı topçu ateşiyle başlayan Büyük Taarruz’u Çanakkale Savaşlarının kahramanı, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk bizzat yönetmiş, taarruzun her aşamasını büyük bir titizlikle planlamıştır. Silah ve cephane konusunda Türk ordusuna sayıca üstün olan Yunan Ordusu, taarruzla gafil avlanmış ve 5 gün içerisinde yok edilmiştir. 30 Ağustos’ta elde edilen zaferle emperyalist güçlerin işgaline son verilmiş ve Anadolu yeniden vatan haline gelmiştir. zaferin ardından Atatürk 1 Eylül’de Türk ordularına “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” emrini vermiş, bir gün sonra Yunan Ordusu Başkomutanı Trikopis esir alınmış, 9 Eylül’de de Yunan askerleri İzmir’den denize dökülmüştür. 1918-1922 yılları arasındaki emperyalist güçlerin işgali 26 Ağustosta başlayıp 30 Ağustosta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Savaşıyla sona ermiştir” ifadelerini kullandı.
YUNAN KAZANSAYDI NE OLURDU?
Büyük Taarruzun üzerinden 98 yıl geçtiğini anımsatan Çelebi, bağımsızlık ve özgürlük için verilen ulusal kurtuluş mücadelesine gölge düşürmeye ve kurtuluş mücadelesinin kahramanlarını itibarsızlaştırmaya çalışan, “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen anlayışın varlığına dikkati çekti. Çelebi, “Bu özgürlüğe düşmanlık, bağımsızlığa karşı çıkış, demokrasiye hazımsızlıktır! Bu anlayışın halk arasında karşılığı vatan hainliğidir! Yunan galip gelseydi, yani Büyük Taarruz başarısız olsaydı çağdaş, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti, özgür ve bağımsız Türk ulusu olmazdı. Ulusumuzun Anadolu’da yaşamasına dahi için verilmezdi. Halkımız Sevr’den çok daha ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalırdı” şeklinde konuştu.
GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ
Kuvayı Milliye’nin devamı olarak kurulan, Cumhuriyeti kuran, çağdaş uygarlık yolunda devrimleri gerçekleştiren Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugüne dek verdiği mücadeleden hiçbir zaman geri adım atmayacağını vurgulayan Çelebi, şunları söyledi:
“Cumhuriyetimizin varlığı, ulusumuzun geleceği, çocuklarımızın yarınları, ülkemizin refahı için Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedefe doğru yılmadan, korkmadan yürüyeceğiz. Cumhuriyetimiz de halkımız da sahipsiz değildir. Ne diyordu Adnan Yücel? ‘Saraylar saltanatlar çöker/ kan susar bir gün / zulüm biter./ menekşelerde açılır üstümüzde / leylaklarda güler. / bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır / bir de yarınlar için direnenler...’ Yaşasın tam bağımsız, laik, demokratik Türkiye! Büyük Taarruz’un ve Büyük Zafer’in 98.yılında Ulusal Kurtuluş Mücadelemizin Önderi Mustafa Kemal Atatürk’ü, mücadele arkadaşlarını, şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, şükranla, saygıyla anıyoruz. Ruhları şad olsun.”
‘BÜYÜK TAARRUZ’UN BAŞLADIĞI SAATTE BASIN AÇIKLAMASI
CHP Adana İl Başkanlığı önünde Büyük Taarruz’un başladığı saat olan 05.30’da gerçekleştirilen basın açıklamasına Adana milletvekilleri Orhan Sümer, Burhanettin Bulut, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Ceyhan Belediye Başkanı Hülya Erdem, İl Kadın Kolları Başkanı Av.Oya Tekin, İl Disiplin Kurulu, ilçe başkanları ve il yöneticileri katıldı.
İKTİDAR SALGINI İDEOLOJİK VE SİYASİ FIRSATA ÇEVİRMEYE ÇALIŞIYOR
İktidarın koronavirüs salgınını ideolojik ve siyasi olarak fırsata çevirmeye çalıştığını savunan İl Başkanı Mehmet Çelebi, iktidarın 30 Ağustos Zafer Bayramını salgınla mücadele kurallarına uygun olarak kutlanmasını engellemeye çalıştığını vurguladı.
ZAFER BAYRAMINI KUTLAMAK YASAK, MALAZGİRT ZAFERİNİ KUTLAMAK SERBEST
İçişleri Bakanlığının Valiliklere gönderdiği genelgeyi anımsatan Çelebi, yandaş kuruluşların kitlesel etkinliklerine ise aynı yasağın uygulanmadığını vurguladı.
Çelebi, “İçişleri Bakanlığı Valiliklere gönderdiği genelgeyle Zafer Bayramı kutlamalarını koronavirüs salgınını gerekçe göstererek yasaklarken, yandaş kuruluşların kitlesel etkinliklerine ise göz yumuyor. Bugün Zafer Bayramını kutlamak yasak! Ancak AKP Genel Başkanının oğlunun kurucusu olduğu Okçular Vakfının Malazgirt Zaferi’nin yıldönümünü kitlesel etkinlikle kutlaması serbest. Ayasofya’nın binlerce kişiyle ibadete açılması serbest. Buradan iktidara soruyoruz: Virüs sadece hafta sonlarında ya da ulusal bayramlarda mı halk sağlığını tehdit ediyor?” diye konuştu.
ULUSAL BAYRAMLAR DA DİNİ BAYRAMLAR DA BİZİMDİR
“Siyasal İktidarın ulusal bayramlarla ilgili alerjisini, rahatsızlığını anlamakta zorlanıyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Çelebi, dini ve ulusal bayramların toplumu birleştiren, bütünleştiren, ortak payda altında toplayan, kaynaştıran özel ve önemli günler olduğuna dikkati çekerek iktidara çağrıda bulundu:
“Yapmayın! Bayramları dahi ayrıştırarak, ülkemize ve toplumumuza kötülük yapıyorsunuz! Ulusal bayramlar da dini bayramlar da bizimdir. Onları her zaman kutlarız. Ulusal bayramlarımızdan, Cumhuriyet değerlerinden, Başkomutanımız, Önderimiz Atatürk’ten neden rahatsız duyuyorsunuz? Bırakın bu kini, düşmanlığı… Bunların hepsi ulusumuzun ortak değerleridir. Ne kadar yasaklarsanız yasaklayın, bayramlarımızı kitlesel etkinliklerle olmasa da yüreklerimizde daha büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Gönlümüzden silemezsiniz, unutturamazsınız, unutmayız, unutmayacağız!”
30 AĞUSTOS ZAFERİYLE ANADOLU YENİDEN VATAN HALİNE GELDİ
Büyük Taarruz ve devamında Başkomutan Meydan Muharebesiyle elde edilen Büyük Zafer’in Kurtuluş Mücadelesinin en önemli dönüm noktalarından biri olduğunun altını çizen Çelebi, “Büyük Taarruz tüm yönleriyle dünya tarihin en büyük kahramanlık destanlarından biridir. 26 Ağustos sabahı topçu ateşiyle başlayan Büyük Taarruz’u Çanakkale Savaşlarının kahramanı, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk bizzat yönetmiş, taarruzun her aşamasını büyük bir titizlikle planlamıştır. Silah ve cephane konusunda Türk ordusuna sayıca üstün olan Yunan Ordusu, taarruzla gafil avlanmış ve 5 gün içerisinde yok edilmiştir. 30 Ağustos’ta elde edilen zaferle emperyalist güçlerin işgaline son verilmiş ve Anadolu yeniden vatan haline gelmiştir. zaferin ardından Atatürk 1 Eylül’de Türk ordularına “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” emrini vermiş, bir gün sonra Yunan Ordusu Başkomutanı Trikopis esir alınmış, 9 Eylül’de de Yunan askerleri İzmir’den denize dökülmüştür. 1918-1922 yılları arasındaki emperyalist güçlerin işgali 26 Ağustosta başlayıp 30 Ağustosta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Savaşıyla sona ermiştir” ifadelerini kullandı.
YUNAN KAZANSAYDI NE OLURDU?
Büyük Taarruzun üzerinden 98 yıl geçtiğini anımsatan Çelebi, bağımsızlık ve özgürlük için verilen ulusal kurtuluş mücadelesine gölge düşürmeye ve kurtuluş mücadelesinin kahramanlarını itibarsızlaştırmaya çalışan, “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen anlayışın varlığına dikkati çekti. Çelebi, “Bu özgürlüğe düşmanlık, bağımsızlığa karşı çıkış, demokrasiye hazımsızlıktır! Bu anlayışın halk arasında karşılığı vatan hainliğidir! Yunan galip gelseydi, yani Büyük Taarruz başarısız olsaydı çağdaş, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti, özgür ve bağımsız Türk ulusu olmazdı. Ulusumuzun Anadolu’da yaşamasına dahi için verilmezdi. Halkımız Sevr’den çok daha ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalırdı” şeklinde konuştu.
GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ
Kuvayı Milliye’nin devamı olarak kurulan, Cumhuriyeti kuran, çağdaş uygarlık yolunda devrimleri gerçekleştiren Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugüne dek verdiği mücadeleden hiçbir zaman geri adım atmayacağını vurgulayan Çelebi, şunları söyledi:
“Cumhuriyetimizin varlığı, ulusumuzun geleceği, çocuklarımızın yarınları, ülkemizin refahı için Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedefe doğru yılmadan, korkmadan yürüyeceğiz. Cumhuriyetimiz de halkımız da sahipsiz değildir. Ne diyordu Adnan Yücel? ‘Saraylar saltanatlar çöker/ kan susar bir gün / zulüm biter./ menekşelerde açılır üstümüzde / leylaklarda güler. / bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır / bir de yarınlar için direnenler...’ Yaşasın tam bağımsız, laik, demokratik Türkiye! Büyük Taarruz’un ve Büyük Zafer’in 98.yılında Ulusal Kurtuluş Mücadelemizin Önderi Mustafa Kemal Atatürk’ü, mücadele arkadaşlarını, şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, şükranla, saygıyla anıyoruz. Ruhları şad olsun.”
FACEBOOK YORUMLAR