Çelebi: İktidar demokrasiyi ve basın özgürlüğünü katletti
CHP Adana İl Başkanı Mehmet Çelebi, TELE 1 ve Halk TV’nin yayınlarının 5 gün boyunca durdurulması kararı ile sosyal medya ağlarının kapatılması girişiminin basın özgürlüğü ve demokrasi açısından büyük bir utanç olduğunu söyledi.
05 Temmuz 2020 - 15:13
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Mehmet Çelebi, siyasal iktidarın uygulamaları nedeniyle, TBMM’nin kuruluşundan itibaren ilmek ilmek dokunarak geliştirilerek bugünlere gelen demokrasiden eser kalmadığını vurguladı. Çelebi, “Haber yaptığı için gazetecilerin hapse atıldığı, basın kuruluşlarının yandaş kuruluşlar haline getirildiği, devlet televizyonunun iktidarın propaganda aracı haline dönüştürüldüğü, ekonomik ve siyasi baskılarla basın kuruluşlarının sindirildiği, sosyal medya ağlarının kapatılmaya çalışıldığı, iktidarın sopası gibi hareket eden RTÜK’ün sadece muhalif yayın yapan kuruluşlarına yaptırımlar uyguladığı, basın kuruluşlarının ve basın meslek örgütlerinin basın özgürlüğünü dahi savunamadığı ülkemizde demokrasiden de basın özgürlüğünden de söz etmek mümkün değildir. İktidar 18 yıllık dönemde basın özgürlüğünü ve demokrasiyi katletmiştir” dedi.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN VE DEMOKRASİNİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL İKTİDARIN KENDİSİ
CHP Adana İl Başkanı Mehmet Çelebi, RTÜK’ün Halk TV ve TELE 1’in yayınlarının beşer gün süreyle durdurulması yönündeki kararı ile siyasal iktidarın sosyal medya ağlarının kapatma girişimiyle ilgili yaptığı açıklamada Türkiye’de basın özgürlüğünün ve demokrasinin önündeki en büyük engelin iktidarın kendisi olduğunu söyledi.
İKTİDARIN BAĞIMSIZ BASININ KARŞISINDAKİ ÇARESİZLİĞİNİN GÖSTERGESİ
TELE 1 ve Halk TV’nin 5 gün süreyle kapatılmasının, halkın haber alma hakkını ortadan kaldırdığını dile getiren Çelebi, bu yaptırımın ifade özgürlüğüne de ağır bir müdahale olduğunu kaydetti. Çelebi, “Medyanın tamamına yakınını yandaş hale getiren iktidar, iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki özgür ve bağımsız TV kanalının yayınları karşısındaki çaresizliğini bu kararla ortaya koymuştur. Farklı seslere, görüşlere tahammülü olmayan iktidar, RTÜK eliyle bu kuruluşları susturmaya çalışarak Anayasamızın 28.maddesinde yer alan ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ hükmünü ihlal etmektedir” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN İHTİYACI DAHA ÇOK ÖZGÜRLÜK, DEMOKRASİ VE ADALETTİR
İktidarın sosyal medya ağlarının tamamen kapatılması yönündeki girişiminin de aynı çaresizliğin bir sonucu olduğunu vurgulayan Çelebi, “İnsanların konuşmasını, eleştirmesini, düşünmesini, paylaşmasını, iletişim kurmasını sosyal medya ağlarını kapatarak engelleyemezsiniz. Türkiye’nin ihtiyacı olan daha çok baskı, daha otoriter bir yönetim anlayışı değil, daha çok özgürlük, demokrasi ve adalettir” ifadelerini kullandı.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KAVRAMINDAN ESER KALMADI
Basının yasama, yürütme ve yargından sonra “4. Güç” olarak anıldığını anımsatan Çelebi, tek adamlık rejimiyle birlikte tüm güçlerin tek elde toplandığını ifade etti. Çelebi, “Geldiğimiz noktada basın özgürlüğü kavramından eser kalmadığı için, özgür ve bağımsız basın kuruluşlarının büyük bölümünün yerine yandaş basın aldığı için basının denetim görevi de neredeyse kalmadı. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün raporuna göre basın özgürlüğü konusunda 2002’de 100. Sırada bulunan Türkiye, 2020’de 154. sıraya geriledi. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın 2019-2020 Türkiye Basın Özgürlüğü Raporuna göre 86 gazeteci cezaevinde” dedi.
BASIN KURULUŞLARI VE MESLEK ÖRGÜTLERİ DAHİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNAMIYOR
Gazetecilerin haber yaptığı için hapse atıldığını, basın kuruluşlarının yüzde 95’inin yandaş kuruluşlar haline getirildiğini, devlet televizyonu TRT’nin iktidarın propaganda aracı haline dönüştürüldüğünü, ekonomik ve siyasi baskılarla basın kuruluşlarının sindirildiğini belirten Çelebi, şöyle devam etti:
“Sosyal medya ağlarının kapatılmaya çalışıldığı, yandaş kanallardaki ahlaksızlıklara, hakarete, tehdide, ulusal değerlere, Ülkemizin Kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Önder Atatürk ve ailesine yönelik aşağılık saldırılara sessiz kalırken, iktidarın sopası gibi hareket eden RTÜK’ ün sadece muhalif yayın yapan kuruluşlarına yaptırımlar uyguladığı, basın kuruluşlarının ve basın meslek örgütlerinin basın özgürlüğünü dahi savunamadığı ülkemizde demokrasiden de basın özgürlüğünden de söz etmek mümkün değildir. İktidar 18 yıllık dönemde basın özgürlüğünü ve demokrasiyi katletmiştir” ifadelerini kullandı.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN VE DEMOKRASİNİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL İKTİDARIN KENDİSİ
CHP Adana İl Başkanı Mehmet Çelebi, RTÜK’ün Halk TV ve TELE 1’in yayınlarının beşer gün süreyle durdurulması yönündeki kararı ile siyasal iktidarın sosyal medya ağlarının kapatma girişimiyle ilgili yaptığı açıklamada Türkiye’de basın özgürlüğünün ve demokrasinin önündeki en büyük engelin iktidarın kendisi olduğunu söyledi.
İKTİDARIN BAĞIMSIZ BASININ KARŞISINDAKİ ÇARESİZLİĞİNİN GÖSTERGESİ
TELE 1 ve Halk TV’nin 5 gün süreyle kapatılmasının, halkın haber alma hakkını ortadan kaldırdığını dile getiren Çelebi, bu yaptırımın ifade özgürlüğüne de ağır bir müdahale olduğunu kaydetti. Çelebi, “Medyanın tamamına yakınını yandaş hale getiren iktidar, iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki özgür ve bağımsız TV kanalının yayınları karşısındaki çaresizliğini bu kararla ortaya koymuştur. Farklı seslere, görüşlere tahammülü olmayan iktidar, RTÜK eliyle bu kuruluşları susturmaya çalışarak Anayasamızın 28.maddesinde yer alan ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ hükmünü ihlal etmektedir” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN İHTİYACI DAHA ÇOK ÖZGÜRLÜK, DEMOKRASİ VE ADALETTİR
İktidarın sosyal medya ağlarının tamamen kapatılması yönündeki girişiminin de aynı çaresizliğin bir sonucu olduğunu vurgulayan Çelebi, “İnsanların konuşmasını, eleştirmesini, düşünmesini, paylaşmasını, iletişim kurmasını sosyal medya ağlarını kapatarak engelleyemezsiniz. Türkiye’nin ihtiyacı olan daha çok baskı, daha otoriter bir yönetim anlayışı değil, daha çok özgürlük, demokrasi ve adalettir” ifadelerini kullandı.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KAVRAMINDAN ESER KALMADI
Basının yasama, yürütme ve yargından sonra “4. Güç” olarak anıldığını anımsatan Çelebi, tek adamlık rejimiyle birlikte tüm güçlerin tek elde toplandığını ifade etti. Çelebi, “Geldiğimiz noktada basın özgürlüğü kavramından eser kalmadığı için, özgür ve bağımsız basın kuruluşlarının büyük bölümünün yerine yandaş basın aldığı için basının denetim görevi de neredeyse kalmadı. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün raporuna göre basın özgürlüğü konusunda 2002’de 100. Sırada bulunan Türkiye, 2020’de 154. sıraya geriledi. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın 2019-2020 Türkiye Basın Özgürlüğü Raporuna göre 86 gazeteci cezaevinde” dedi.
BASIN KURULUŞLARI VE MESLEK ÖRGÜTLERİ DAHİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNAMIYOR
Gazetecilerin haber yaptığı için hapse atıldığını, basın kuruluşlarının yüzde 95’inin yandaş kuruluşlar haline getirildiğini, devlet televizyonu TRT’nin iktidarın propaganda aracı haline dönüştürüldüğünü, ekonomik ve siyasi baskılarla basın kuruluşlarının sindirildiğini belirten Çelebi, şöyle devam etti:
“Sosyal medya ağlarının kapatılmaya çalışıldığı, yandaş kanallardaki ahlaksızlıklara, hakarete, tehdide, ulusal değerlere, Ülkemizin Kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Önder Atatürk ve ailesine yönelik aşağılık saldırılara sessiz kalırken, iktidarın sopası gibi hareket eden RTÜK’ ün sadece muhalif yayın yapan kuruluşlarına yaptırımlar uyguladığı, basın kuruluşlarının ve basın meslek örgütlerinin basın özgürlüğünü dahi savunamadığı ülkemizde demokrasiden de basın özgürlüğünden de söz etmek mümkün değildir. İktidar 18 yıllık dönemde basın özgürlüğünü ve demokrasiyi katletmiştir” ifadelerini kullandı.
FACEBOOK YORUMLAR