"Tedbir almayanların kurbanı olduk"

Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaklaşık bir aydan bu yana korona virüse karşı mücadele veren 3 çocuk babası Alpaslan Özkan, plazma tedavisi ile hastalıktan kurtulmayı başardı.

Yoğun bakım ve entübe dönemini hatırlamayan, o dönem bilinçaltında Türkiye turu yaptığını söyleyen Özkan, vatandaşların duyarsızlığının kurbanı olduğunu söyledi. Özkan, Biz mücadele ettik ama karşımızdakilerin duyarsızlığının kurbanı olduk. Bir şey olmaz dediler ama bedelini biz ve bizim gibiler ödüyor. Bir nefes için her şeyi veriyorsunuz ama o nefes bazen geri gelmiyor dedi.

Geçtiğimiz ayın son haftasında çalıştığı iş ortamında katıldığı bir programda korona virüse yakalanan Alpaslan Özkan, önce soğuk algınlığı olabileceğini düşünerek evde istirahate çekildi. Üç gün boyunca evde dinlenen ancak yorgunluğu bir türlü geçmeyen Özkan, daha sonra hastaneye giderek Covid-19 testi yaptırdı. Test sonucu pozitif çıkan Özkan, hemen tedaviye alındı. İlk 2 gün normal serviste tedavi gören Özkan, durumu ağırlaşınca yoğun bakıma alınarak entübe durumuna düştü. Uzun tedavi sürecinin ardından iki seans plazma tedavisiyle korona virüsü yenmeyi başaran Özkan, yoğun bakımdan çıkarak toparlanma sürecine girdi. Testleri negatife dönen ve aynı hastanede tedavisi devam eden Özkan, önlem almayan vatandaşları uyardı.


Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavisinin son dönemini yaşayan Özkan, yaşadığı zorlu sürece gazetecilere anlattı. Virüsü tam olarak nereden aldığını bilmediğini kaydeden Özkan, büyük ihtimalle çalışma ortamından kaptığını söyledi. O dönem büyük bir kırgınlık hissettiğini kaydeden Özkan, Olayı soğuk algınlığı diye yorumladık. İkinci gün de aynıydı. Üçüncü gün artık evde istirahate geçtim. O zaman tanıdık bir doktorumuz vardı ve onu aradım. Bana semptomlarımın korana virüs olduğunu söyledi. Biz tabi bunu kendimize konduramadık. Çünkü hep televizyon ekranlarında izliyorduk. Hocamız ısrar edince Mersin Şehir Hastanesi'ne geldik. Burada ilgilendiler. Çekilen tomografi filminden sonra kalmam gerektiği söylendi. Serviste iki akşam kaldım, ilaç tedavi uygulandı ve daha sonra eve geçtim.

Ancak bir süre sonra tekrar rahatsızlanınca bu sefer acile gelmek zorunda kaldım. Tabi oraya geldikten sonrasını hatırlamıyorum. Bir yoğun bakıma yattığımı hatırlıyorum, daha sonraki süreçte uzun süre yoğun bakımda ve entübe de kaldığımı öğrendim. Yoğun bakımda 3-4 gün sonra entübe olduğumu söylüyorlar ama ben o süreci de hatırlamıyorum diye konuştu.

Plazma bağışının da önemine dikkat çeken Özkan, Biz plazma noktasına kadar düştük. Plazma ile hayata tutunduk ve bize şifa oldu. Şu anda çok sayıda insanın da plazma beklediğini biliyoruz. O yüzden vatandaşlarımız bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Eğer vermedilerse hemen gidip plazma bağışı yapmalılar. Sağlık çalışanlarımız burada her şeylerini göze alarak mücadele ediyorlar. Ben hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Vatandaşlarımız bu konuda biraz daha duyarlı olsun. İnşallah bu salgın ülkemizden bir an önce gider ifadelerini kulandı.

Entübe sırasında bilinçaltında birçok şey yaşadığını anlatan Özkan, Rüyamda memleketin çoğunu gezdik. Bu gezi sırasında müthiş bir mücadele verdik. En son aşamada İstanbul'da bir kemik hastanesinde olduğumu biliyordum. Gözlerimi açtığımda ben orada kendimi zannediyordum. İki gün sonra Mersin'de olduğumu anladım. Ancak bu bilinçaltı turunda çok zorluk yaşadım. Yani tatlı rüyalar görmedik. Sürekli mücadele ederek geçti. Sürekli boğuldum, boğuluyorum, nefes alamıyorum diye geçti. Tabi bunların hep bilinçaltında olduğunu söylediklerinde tamam toparladık dedim şeklinde konuştu.

İlk günden beri bu konuya çok hassas baktıklarının kaydeden Özkan, şöyle devam etti:
Biz etrafımızdaki insanlara bu konuda daha duyarlı olması için mücadele ettik. Bazen etrafımızdakilerin maske takmaları, sosyal mesafeye uymaları için kırıcı da olduk. Hakikaten biz ekranlardan uzak sağlıklı yaşarken bir anda kendimizi Covid'in ortasında bulduk. En son aşamasına kadar da düştük. Bu işin şakası yok. Herkes aklını başına alsın. Buradaki insanların hiçbiri bu hastalıkla beraber olmak istemezdi ama gerçekten bu yoğun bakım ünitelerine gelseler herhalde bir daha hata yapacaklarını düşünmüyorum. Her gün kaybettiğimiz insanlarımız var. Gerçekten çok acı. Biz entübe olduk, uyuduk. Biz bunu televizyondan izlediğimiz zaman heyecanlanıyorduk ama yaşadık. Bunu yaşamasınlar. Biraz daha dikkatli olsunlar. Yaşama bağlansınlar, sevdiklerini üzmesinler. Gerekli önlemleri alsınlar yoksa çok ağır bedel ödüyorsunuz. Bir şey olmaz diyenlerden hep bunlar kaynaklanıyor. İşte biz tedbirli olmamıza rağmen bir şeyler oldu ve çok ciddi şeyler oldu. Ekranda gördüğümüz, irkildiğimiz yoğun bakımı yaşadık.

Bu hastalıkta son aşamaya geldik. Biz mücadele ettik ama karşımızdakilerin duyarsızlığının kurbanı olduk. Bizim mücadelemiz yetmedi. Herkesin mücadele etmesi gerekiyor. Bir şey olmaz dediler ama bedeli biz ödedik ve bizim gibiler ödüyor. Ben ağır bir bedel ödedim. Bir nefes için her şeyi veriyorsunuz ama o nefes bazen geri gelmiyor.

Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi korona virüs yoğun bakım sorumlu hekimi Uzman Doktor Aydın Karahan ise Alpaslan Özkan'ın yoğun bakıma alındığında izinde olduğunu belirterek, Metin hocamız hastamızı takip etmekteydi. Alpaslan Beyin takibi sürecinde maalesef yoğun bakım uzmanımız Metin Bey de korona virüse yakalandı. Ben Alpaslan Bey ile tanıştığımda entübe durumunda, solunum cihazına bağlıydı. Bir hafta entübede kaldıktan sonra iki seans plazma uyguladık. Tedaviye yanıt aldık.

Gün geçtikçe solunum cihazı desteğini kestik. Zamanla solunum cihazından tamamen çıkardık. Şimdi tedavi süreci devam ediyor. Ancak her gün daha iyiye gidiyor ve o yoğun bakım günlerini unutmak istiyor dedi.




entübe solunum cihaz zaman yoğun bakım