Şevkin: Kardeşler Barosu mu kuracaksınız?

'Çoklu Baro' olarak bilinen 'Avukatlık Kanunu' ile ilgili konuşan CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, 'Sizdendir, bizdendir safsatasıyla insanları, dernekleri, kurumları, mesleki kuruluşları ve halkı tam anlamıyla kutuplara ayırıyorsunuz' dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, “Çoklu Baro” sisteminin sadece avukatların değil halkın tamamının sorunu olduğunu vurguladı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda görüşülen ve kamuoyunda ‘Çoklu Baro’ olarak bilinen ‘Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ CHP’nin tüm itirazlarına, kendilerini ilgilendiren kanun teklifi görüşülürken meclise alınmayan baro başkanlarının mücadelelerine rağmen AKP ve MHP’nin oylarıyla komisyondan geçti.

Komisyon görüşmelerinin son gününde konuşan CHP’li Dr. Müzeyyen Şevkin, iktidara sert çıktı. Dr. Şevkin, “Ne yapacaksınız şimdi? ‘Kardeşler Barosu’, yok olmadı ‘Öz Kardeşler Barosu’, o da olmadı ‘Öz Hakiki Kardeşler Barosu’ kurarak avukatları mı ötekileştireceksiniz? Mahkemelerde bizim avukat sizin avukat mı olacak? Kararlar buna göre mi verilecek?” diye sordu.

“YERLİ OTOMOBİLİ NE YAPTINIZ?”
Türkiye’nin çok önemli sorunları olduğuna dikkat çeken Dr. Şevkin, 18 yıllık AKP iktidarında 8 milyon hektar arazinin tarım dışı bırakıldığını, yerli ve milli olduğunu  iddia eden iktidarın yerli tohumu, yerli tütünü, meraları, yerli hayvancılığı bitirdiğini, binlerce çiftçiyi hacizle karşı karşıya bıraktığını ifade etti.

“Sahi şu yerli otomobili ne yaptınız?” sorusunu soran Dr. Şevkin, “Olası bir depremi önlemeye dönük hiçbir önlem almıyorsunuz. 13 milyon insan olan işgücü kaybını pandemi döneminde 6 milyon daha arttırdınız. Şeker fabrikalarını, kağıt fabrikalarını,  tütün fabrikalarını sattınız. Tank paleti peşkeş çektiniz. Eğitim sistemini 7 bakanla 15 kez değiştirdiniz. Bütün kurumların içini boşalttınız. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde sınıfta kaldığınız gibi İstanbul Sözleşmesi’nden feragat etmeyi planlıyorsunuz. Kadınlar olarak buna izin vermeyeceğiz. Yoksulluğu, işsizliği kronik hale getirdiniz. Demokrasi, özgür basını, özgür üniversiteyi yok ettiniz. Kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, özgür basını, düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırdınız. Özgür üniversiteleri yok ettiniz. Belediye başkanlarını çeşitli bahanelerle görevden aldınız. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) mağdurları yarattınız” dedi.

“HER KURUMU, HERKESİ KUTUPLARA AYIRIYORSUNUZ”
“Sizdendir, bizdendir safsatasıyla insanları, dernekleri, kurumları, mesleki kuruluşları ve halkı tam anlamıyla kutuplara ayırıyorsunuz” diyen Dr. Şevkin, “Hoşunuza gitmeyen yorum yapan, haber yapan gazetecileri hapse atmayı, işinize gelmeyen baroları bölmeyi, yıllarca muhalefete troller aracılığıyla hakaret ettirirken şimdi sosyal medyayı kapattırıp halkın tamamını cezalandırıyorsunuz. Her gün onlarca yandaş kanaldan hakaret unsuru taşıyan yayınlar yapılırken RTÜK aracılığıyla size muhalif olan televizyon kanallarını kapatmayı tercih ediyorsunuz. Dünyada ülkeler gelişirken demokrasi gelişiyor ancak siz demokrasi alanlarını daraltıyorsunuz. Barolardan sonra  TMMOB, yetmedi kıdem tazminatı, sırada ne var. Sahi siz niçin iktidara gelmiştiniz? Yoksulluk, yolsuzluk ve yasakları ortadan kaldıracaktınız değil mi? Yerli ve milli olduğunuzu iddia ediyorsunuz. 18 yılda ekonomide uluslar arası arenada 60. sıraya geriledik. 1 avuç tohum için bizi İsrail’e bir kuruş için bizi Katar’a el açmaya mahkum ettiniz. Yazık bu ülkeye. İnsanlarımız iş, aş, demokrasi istiyor. Daha fazla pişmanlık yaşamadan ailenizin barolarını oluşturmaktan vazgeçin.  Kurduğunuz yandaş sendikaların ülkemizin başına ne çoraplar ördüğünü gördük” diye konuştu.

“PARTİ ÇAĞRIŞIMLI RESMİ SIFATLAR YAPIŞTIRILACAK!”
Savunma makamının yapılanmasını derinden etkileyen yasal değişikliği yalnızca "avukatların problemi" olarak görmenin yanlışlığına dikkat çeken Dr. Şevkin, şunları söyledi:

“Bu değişiklik, yargının diğer kollarında başlayan ele geçirmenin son kale denebilecek savunmaya, dolayısıyla her vatandaşın hak arama mücadelesine sıçrayan halidir. Çoklu barolar parçalı ve güçsüz olacaktır. Her baro üyelerin kendisinde kalması için gereği gibi disiplin kurallarını uygulayamayacaktır. Düzensiz ve disiplinsiz bir baro gelişeceği için sonuç olarak iç disiplinin sağlanması için başka bir yasal bir düzenleme ile tamamen adalet bakanlığının denetim ve egemenliğine bırakılması için zemin hazırlanacaktır. Barolar tamamen adalet bakanlığına bağlandığı takdirde ise savunmanın sınırını resmi zihniyet ve bakanlık tarafından çizilmiş olacaktır. Çoklu baro olduğu takdirde barolar siyasallaşacaktır.  Her bir baro ve Türkiye Barolar Birliği’nde tarikat cemaat, etnik, mezhepsel, hemşehrilik gibi temeller üzerine inşa olunacak çok sayıda hizipler yaratılacak ve bu hiziplere siyasal parti çağrışımlı resmi sıfatlar yapıştırılacaktır.

Böylesi bir bölünme ve parçalı yapılanmanın; savunma örgütlerinin gücünü yok edeceği ve dolayısıyla bundan yargı bağımsızlığının, hukukun üstünlüğü anlayışının ve demokrasinin son derece olumsuz etkileneceği çok açıktır. Siyasallaşan baroların oluşmasından sonra, iktidara yakın olanlara sınırsız avantajlar sağlanacak ve uzak olanlara ise baskı ve haksız soruşturmalar kaçınılmaz olacaktır. TBB seçiminde iktidara yakın delege arayışı olacaktır. İleride, avukatlarımızın ve barolarımızın ihtiyacı ve beklentisini karşılayacak, avukatlık kanunu hazırlanması aşamasında asıl muhatap, barolar ve TBB olmalıdır. Türkiye Barolar Birliği nezdinde, 80 baronun, uzmanlar ve akademisyenlerin katılımıyla bir komisyon oluşturulmalı, bu komisyonca hazırlanacak tasarı, kamuoyu ve ilgililerle paylaşılmalıdır. Doğru, adil ve hukuki olan hareket tarzı bu olmalıdır.”