Doğu Akdeniz'de deniz çayırlarının son kalesi: Aydıncık

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Deniz Ayas, deniz ekosistemi için önemli yeri olan deniz çayırlarının Doğu Akdeniz'de sadece Mersin'in Aydıncık...

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Deniz Ayas, deniz ekosistemi için önemli yeri olan deniz çayırlarının Doğu Akdeniz'de sadece Mersin'in Aydıncık ilçesinde kaldığını belirterek, bu türün korunması için gelecek yıl restorasyon çalışmasına başlayacaklarını söyledi. Alandaki toplulukların sağlığıyla ya da dağılımıyla ilgili ön verileri almaya devam ettiklerini kaydeden Ayas, restorasyon çalışmalarıyla var olan popülasyonu daha iyi hale getirmeyi amaçladıklarını belirtti.

Prof. Dr. Deniz Ayas, yürüttükleri deniz çayırları projesi hakkında Mersin Üniversitesi Deniz Canları Müzesi'nde açıklamada bulundu. Aydıncık bölgesinde sualtında çektiği deniz çayırları görüntüsünü paylaşan Ayas, 8 kişiden oluşan, içinde eğitmenlerin de bulunduğu sualtı dalış ekibiyle çok sayıda çalışma ve proje yürüttüklerini ifade etti. Bu kapsamda Doğu Akdeniz'de deniz çayırlarının tamamını taradıklarını vurgulayan Ayas, Deniz çayırlarının Mersin'de son kaldıkları yer, son kaleleri Aydıncık. Aydıncık, biyolojik çeşitlilik açısından çok önemli bir ekosistem ve bunda deniz çayırlarının önemi çok fazla dedi.



Aydıncık'taki varolan kalıntının restore edilmesi gerekiyor

Ekosistem için deniz çayırlarının önemine değinen Ayas, Deniz çayırları ülkemiz kara sularında Ege'de ve Marmara'da da Gökçeada taraflarında kaldı. Mersin Körfezi'nde ise sadece Aydıncık bölgesinde kaldı. Bunlar artık ortamdan kalkıyor, yerine yeni başka türler adapte oluyor. Bu türlerin korumanın önemini anlatmamız gerekiyor. Bu türler çok önemli. Çünkü karbon yutağı olarak davranıyorlar; yani atmosferik karbon denize geldiğinde bu bitkiler tarafından tutuluyor. Çok yoğun oksijen üretimi sağlıyorlar. Kıyı erozyonun engellemeye etkileri var. Birçok tür için; Akdeniz'de yaşayan 700 makroskobik yani gözle görülebilir türün yüzde 50'sinden fazlası için habitat oluşturuyorlar. Bunlar çok kilit türler ve türün ortadan kalkması deniz ekosisteminde ciddi problemler meydana getiriyor. Aydıncık'taki varolan kalıntının restore edilmesi gerekiyor. Çünkü durumu kötüye gidiyor diye konuştu.



29 derece ve üzerindeki sıcaklıklarda hayatta kalamıyorlar

Deniz çayırlarının birçok faktörden olumsuz etkilendiğini dile getiren Ayas, şöyle devam etti:

Küresel ısınmanın ya da iklim değişikliğinin en büyük etkilerinden birini maalasef deniz çayırları da yaşadı. Bu canlılar 29 derece ve üzerindeki sıcaklıklarda hayatta kalamıyorlar. Çok yoğun kirlilik olduğu durumlarda da bu canlı grupları ortamdan kalkıyor. Şimdi bunları birleştirdiğinizde; Doğu Akdeniz, maalasef Akdeniz'in en ısınan, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen kısmı. Ayrıca en kirli bölümü. Bu yaz 33-34 derecelerde yüzey suyu sıcaklıklarını gördük. Bu anlamıyla deniz çayırlarının ülkemizin de sınırlarının olduğu Doğu Akdeniz'de işleri çok zar. Ama Aydıncık bunların son kaleleri.

Deniz çayırlarının, iklim değişikliği ve kirliliğin dışında balıkçılık faaliyetleri, özellikle de yat turizminde gelişigüzel atılan çapa demirlerinden olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Ayas, Aydıncık aslında koruma alanı. Bu koruma alanında bile türlerin çevrede yapılan deniz yapılarından kaynaklı, su kolonundaki değişikliklerden kaynaklı çeşitli etkilenmeler yaşadığını görüyoruz dedi.



Deniz çayırlarıyla ilgili bir restorasyon çalışmasına başlayacağız

Aydıncık'ta yaptıkları çalışmalarda bu türün zarar görmeye başladığını, bazı noktalarda ise ortadan kalkmaya başladığını tespit ettiklerini ifade eden Ayas, Mersin Üniversitesi olarak 2025 yılı içerisinde Mart ayında bir restorasyon çalışmasına başlamayı planlıyoruz. Şu anda yoğun dalışlarımız sürüyor. Alandaki toplulukların sağlığıyla ya da dağılımıyla ilgili ön verileri almaya devam ediyoruz. Ama önümüzdeki yıl deniz çayırlarıyla ilgili bir restorasyon çalışmasına başlayacağız. Restorasyon çalışmalarının amacı, var olan popülasyonu daha iyi hale getirmek. Etkilenen alanlara sağlıklı bireyleri nakledebilmek ve alanda çayırların bütünselliğini korumak. Parçalanmasını ya da fragmante olmasını engelleyerek, bütünlüğünü koruyarak deniz çayırlarını var olan şekilde kalmasını sağlamaya çalışacağız diye konuştu.